Fadime’yi işte ilk kez o gün gördüm. Sanki ilk kez güneşi, yıldızı, ayı görmüşüm gibi. Gönlümün içine bir kuş girdi sanki çıkmak için çırpınıp da duruyor. O çırpındıkça ben yerimde duramıyordum.
Sonra gitmedim, gidemedim hiç. Onun olduğu bir yerden ayrılmak istemedim. Hem bence bu dünyada nasipli olanlar doğduğu yerde ya da doyduğu yerde değil de sevdiğinin olduğu yerde ölenlerdir.
…
Cânım kâri, sana söylemiştim daha önce; ben kendime bir dünya kuruyorum. Bu kurduğumun, yaşadığımız dünyada var olmasının mümkün olmayacağını bili
Fadime’yi işte ilk kez o gün gördüm. Sanki ilk kez güneşi, yıldızı, ayı görmüşüm gibi. Gönlümün içine bir kuş girdi sanki çıkmak için çırpınıp da duruyor. O çırpındıkça ben yerimde duramıyordum.
Sonra gitmedim, gidemedim hiç. Onun olduğu bir yerden ayrılmak istemedim. Hem bence bu dünyada nasipli olanlar doğduğu yerde ya da doyduğu yerde değil de sevdiğinin olduğu yerde ölenlerdir.
…
Cânım kâri, sana söylemiştim daha önce; ben kendime bir dünya kuruyorum. Bu kurduğumun, yaşadığımız dünyada var olmasının mümkün olmayacağını biliyorum. Onun için kitapların arasına saklıyorum bu dünyayı. Orada sevdiklerim var, sevindiklerim var. Kötü olanı almıyorum içeri, onlara kapılarım kapalı. Hatta artık duvarlar bile örüyorum girmesinler diye.
O kapılar bir tek sana açık.