Bazı eserler eşsizdir, taklit edilebilirler belki, fakat aynı vasıfta bir benzerini meydana getirmek imkânsızdır.
Flaman asıllı Fransız ressam Jean-Baptiste van Mour’un 18. Yüzyılda (1714) yayımlanan bu kitabı da, kendi alanında bu sıfatı hak edenlerden. Bir döneme ayna tutmak gibi, herkese kısmet olmayacak bir şansa sahip olan van Mour, yaptığı çalışmalar ile bu şansı sonuna kadar ve en iyi derecede kullanmayı başarmış. Çizdiği harika resimler, birer resim olmalarının yanında, Osmanlı İmparatorluğu’nun bir devrini asırlar sonrasına aktarma görevini de layıkıyla yerine getirmiş.
Kitaptaki resimlerin altında yer verilen açıklamaların da Türk&
Bazı eserler eşsizdir, taklit edilebilirler belki, fakat aynı vasıfta bir benzerini meydana getirmek imkânsızdır.
Flaman asıllı Fransız ressam Jean-Baptiste van Mour’un 18. Yüzyılda (1714) yayımlanan bu kitabı da, kendi alanında bu sıfatı hak edenlerden. Bir döneme ayna tutmak gibi, herkese kısmet olmayacak bir şansa sahip olan van Mour, yaptığı çalışmalar ile bu şansı sonuna kadar ve en iyi derecede kullanmayı başarmış. Çizdiği harika resimler, birer resim olmalarının yanında, Osmanlı İmparatorluğu’nun bir devrini asırlar sonrasına aktarma görevini de layıkıyla yerine getirmiş.
Kitaptaki resimlerin altında yer verilen açıklamaların da Türkçe’ye çevrildiği ve bu hâliyle tam bir kaynak kitap niteliğine bürünen Jean-Baptiste van Mour’un bu harika eseri, hem Osmanlı kıyafetlerine, hem de Osmanlı İmparatorluğu’nun 18. Yüzyıl’daki yaşam kültürüne ilgi duyanlar için gerçek bir mücevher.
Kitabın kapağında resmi bulunan Padişah III. Ahmet Dönemi’nde Osmanlı İmparatorluğu’nun geniş coğrafyasında yaşayan çeşitli din ve milletten insanların resmedildiği 102 çalışmanın yer aldığı bu kitap, hak ettiği gibi, kuşe kâğıda yapılmış özenli bir baskıyla okuyucuya sunuluyor.
Yayınevimizin okuyucuları ile birlikte çıktığı, “doğru rota ile yeni ufuklara” yolculuğu, bu emsalsiz eser ile devam ediyor.