Akhilleus’un İlyada’da ki güçlü düşmanı Aeneas Troya’nın küllerinden kaçıp Roma’nın kurucusu olarak kaderini gerçekleştirmek için inanılmaz bir yolculuğa başlar. Yolculuğu onu fırtınalı denizlere götürür, trajik bir aşk ilişkisine ve ölülerin dünyasına sürükler. Sonunda İtalya topraklarına varır ve kanlı savaşlardan sonra Roma’yı kurar.
Aşk, görev ve kader arasında sıkışıp kalmış bir adamın portresini çizen Aeneas çağımız için tutkuyu, asaleti ve cesareti yeniden tanımlarken bir yandan da Roma’nın büyüklüğünün güvence altına al
Akhilleus’un İlyada’da ki güçlü düşmanı Aeneas Troya’nın küllerinden kaçıp Roma’nın kurucusu olarak kaderini gerçekleştirmek için inanılmaz bir yolculuğa başlar. Yolculuğu onu fırtınalı denizlere götürür, trajik bir aşk ilişkisine ve ölülerin dünyasına sürükler. Sonunda İtalya topraklarına varır ve kanlı savaşlardan sonra Roma’yı kurar.
Aşk, görev ve kader arasında sıkışıp kalmış bir adamın portresini çizen Aeneas çağımız için tutkuyu, asaleti ve cesareti yeniden tanımlarken bir yandan da Roma’nın büyüklüğünün güvence altına alınmasının insanlığın acı çekmesiyle ödenmesi gereken bir bedeli olduğunu da gözler önüne seriyor.
Bir yiğidin savaşlarıdır anlattığım, Troya’dan
İlkin İtalya’ya, Lavinum kıyılarına, yazgının
Gönderdiği. Nice yıllar süresince azgın Juno’nun
Kışkırttığı tanrılarla uğraşmış denizde, karada,
Nice yıllar savaşmış, bir kent kurmuş güçlükle
Yerleştirmiş Latin tanrılarını, tapımı,
Bunlardır Latin soyunun, Roma’nın, Alplilerin ataları.
Anımsa, söyle bana nedenlerini bunun ey Musa,
Nedir azdıran, böyle kızdıran tanrıçalar ecesini,
O yiğidi sıkıntılara sokan, yoran, yıpratan,
Nedir göksel varlıklarda bu öfke, bu hınç?