Çok boyutlu Türk dış politikasının Soğuk Savaş sonrası dönemde gerçekleştirdiği önemli başarılarından biri de Afrika’nın Türk dış politikasının ayrılmaz bir parçası haline gelmesidir. Gerçekten, Türk diplomasisi Afrika’yı yeni bir ilgi ve etkinlik alanı haline getirerek uluslararası camianın dikkatini çekmeyi başarmıştır.
Afrika bugün, yeni güçlerin rekabet içine girdikleri bir kıta halini almıştır. Nitekim, Afrika’nın büyük sömürgeci güçleri olan İngiltere, Fransa, Portekiz ve Belçika, bugün, başta Çin olmak üzere bizim yanımızda, Rusya, Hindistan,
Çok boyutlu Türk dış politikasının Soğuk Savaş sonrası dönemde gerçekleştirdiği önemli başarılarından biri de Afrika’nın Türk dış politikasının ayrılmaz bir parçası haline gelmesidir. Gerçekten, Türk diplomasisi Afrika’yı yeni bir ilgi ve etkinlik alanı haline getirerek uluslararası camianın dikkatini çekmeyi başarmıştır.
Afrika bugün, yeni güçlerin rekabet içine girdikleri bir kıta halini almıştır. Nitekim, Afrika’nın büyük sömürgeci güçleri olan İngiltere, Fransa, Portekiz ve Belçika, bugün, başta Çin olmak üzere bizim yanımızda, Rusya, Hindistan, Brezilya, Güney Kore ve Japonya’nın ortaya çıkardığı yeni rekabet ortamıyla karşı karşıya kalmaktadırlar.
Hiç şüphesiz, Türk dış politikasının Afrika’da bugün eriştiği nokta gerçekten bir başarı öyküsüdür. Ancak, bu rekabet ortamı bizi de etkilemekte ve Afrika politikamızın başarısının devamı için nelerin yapılması gerektiği sorusunu ortaya çıkarmaktadır.
Türkiye’nin de Afrika’da bugüne kadar gösterdiği başarının devamında Afrika’daki diasporasının sayısının arttırılması ve etkin hale getirilmesi önemli bir konudur.