“Bira şişeleri vardır sahilde. Banklar boşalmış, yıkık binaların köşeleri tutulmuştur şimdi. Lokantalar açıktır. Arabalar geçer, midye çıkmıştır, polis köşe başlarını tutmuştur. Işıkları sönmüştür odaların ve köpekler oradadır; büyük, parlak, korkunç gözleriyle.”
Genç öykücüler kuşağının dikkat çeken kalemlerinden biri de Özkan Ali Bozdemir, yadırganmış, tıpkı yukarıdaki alıntıda yazarın betimlediği gibi, ancak karanlık saatlere “gönderilmiş” bireylerin dilinden, bakış açısından yazdığı bu öyküleri sarsılarak okuyacaksınız.
“Bira şişeleri vardır sahilde. Banklar boşalmış, yıkık binaların köşeleri tutulmuştur şimdi. Lokantalar açıktır. Arabalar geçer, midye çıkmıştır, polis köşe başlarını tutmuştur. Işıkları sönmüştür odaların ve köpekler oradadır; büyük, parlak, korkunç gözleriyle.”
Genç öykücüler kuşağının dikkat çeken kalemlerinden biri de Özkan Ali Bozdemir, yadırganmış, tıpkı yukarıdaki alıntıda yazarın betimlediği gibi, ancak karanlık saatlere “gönderilmiş” bireylerin dilinden, bakış açısından yazdığı bu öyküleri sarsılarak okuyacaksınız.