“Sana kötü bir haberim var benim. Virgüllerim bitti artık, noktasını koymaya direniyorum.”
Gözlerim son düzlükte ilerlerken mehtabına, içindeki çocuğa kıyamadım ben. İsterdim ki sen de gönlümün mabedinde öylece kalakalsaydın. Sevgi sözcüklerimle ısıtırdım içini. Kalbin ısınırdı başka ellere titremeden. Sarılırdım kokunu ellere hapsetmeden. Gözlerinin içine bakardım, bilirdim sen sözcüklerle sevgini anlatamazdın, gözlerinden anlardım gurbetini. Saçlarını okşardım çölde suya hasret kalmak gibi. Kaşlarına dokunurdum, bilirdim gideceğin yolun habercisi idi. Göğsüne yaslanırdım kalbinin o muazzam ritmini yakalayabilmek için. Gülüşüne gizlenirdim mutlu ol der gibi…
Sevgimi ellerinle nasıl itebildin?
“Sana kötü bir haberim var benim. Virgüllerim bitti artık, noktasını koymaya direniyorum.”
Gözlerim son düzlükte ilerlerken mehtabına, içindeki çocuğa kıyamadım ben. İsterdim ki sen de gönlümün mabedinde öylece kalakalsaydın. Sevgi sözcüklerimle ısıtırdım içini. Kalbin ısınırdı başka ellere titremeden. Sarılırdım kokunu ellere hapsetmeden. Gözlerinin içine bakardım, bilirdim sen sözcüklerle sevgini anlatamazdın, gözlerinden anlardım gurbetini. Saçlarını okşardım çölde suya hasret kalmak gibi. Kaşlarına dokunurdum, bilirdim gideceğin yolun habercisi idi. Göğsüne yaslanırdım kalbinin o muazzam ritmini yakalayabilmek için. Gülüşüne gizlenirdim mutlu ol der gibi…
Sevgimi ellerinle nasıl itebildin?