“André Gide yirminci yüzyılın dört kutbundan birisidir.” –Jean-Paul Sartre
Nobel ödüllü Fransız yazar André Gide’in kendi hayat öyküsüne de sık sık atıf yaptığı eseri Ahlak Karşıtı, özbenliğini bulma peşindeki Michel’in dostlarına yaptığı uzun bir konuşmanın metnidir. Kendi hâlinde, saf bir can olan kahramanı Michel, Âdem’den bu yana inşa edilmekte olanın dışında, yeni ve özgür bir ahlakın peşine düşer. Fransa ve sömürge coğrafyasında geçen anlatı, mevcut ahlak anlayışına bir yergiden ziyade onu bireysel olarak aşma çabasının objektif bir eleştirisi olduğu kadar sonradan Oryantalis
“André Gide yirminci yüzyılın dört kutbundan birisidir.” –Jean-Paul Sartre
Nobel ödüllü Fransız yazar André Gide’in kendi hayat öyküsüne de sık sık atıf yaptığı eseri Ahlak Karşıtı, özbenliğini bulma peşindeki Michel’in dostlarına yaptığı uzun bir konuşmanın metnidir. Kendi hâlinde, saf bir can olan kahramanı Michel, Âdem’den bu yana inşa edilmekte olanın dışında, yeni ve özgür bir ahlakın peşine düşer. Fransa ve sömürge coğrafyasında geçen anlatı, mevcut ahlak anlayışına bir yergiden ziyade onu bireysel olarak aşma çabasının objektif bir eleştirisi olduğu kadar sonradan Oryantalist bakış olarak teşhis edilecek dünya görüşünden klişeler de içerir.