Romanın evrensel diliyle bugüne dair: Akova Alev Alev.
Bir ülkeye yarım asrı aşkındır kader gibi yapışan, ufak umutların yeşermeye başlayacağı an ?aslında değişen hiçbir şey yok" dedirten tanıdık kötülüğün fonunda, duymak istenilmeyeni yazıyor Murat Taş. Karşılıklı iki dükkanın kadim düşmanlığında birçok ?sırrı" ifşa ediyor Akova Alev Alev. Sır olmayan sırları... Gözün görme dediği kirleri... Anadolu'nun, bir kısmı yeni bir kısmı köklü zıt inançları ve kültürleriyle batı büyük şehirlerine sıkıştırılmasının her birimizde yarattığı tahribat ve yozlaşmanın adı mıdır yoksulluk? Yoksa batıdan doğuya baktıkça, gözlerle birlikte vicdanların ve akılların da kısılması, zihinlerin ?zenginlerce" bulandırılması mı doğurur birçok sorunu? Kemal, Musa'yı niye vurur aslında? Yaşar katil olmaya mı gelmiştir şehre? Linç ve şiddet kültürünün ayakta kalmanın tek yolu olarak dayatıldığı bir coğrafyada aslında hiç bitmeyen bir ?iç yangını" anlatıyor Murat Taş.
Temel Karataş
İlk kitaplarından bugüne sözcükleri azalıp derinleşirken, kalemi bilenen bir yazar Murat Taş. Öykü ve romanla harmanlanan yazarlık serüveninde, beşinci kitabı yine bir roman. Akova Alev Alev, Murat Taş romancılığının olgunlaşma dönemine işaret ediyor.
Eserleri pek çok ödüle layık görülmüş olan Murat Taş, memleketin puslu, yarı karanlık atmosferinde, kalemini gerçeklerden yana, gerçeklerin acıtıcı, sağaltıcı, aydınlığa taşıyacak gücüne güvenerek kullanmaktan çekinmiyor. Daha önceki kitaplarında da rastladığımız Murat Taş dünyasının yalın, yalın olduğu kadar yakıcı unsurları son kitabı ?Akova Alev Alev"de de kendini gösteriyor. İlk öykülerinden bugüne edebiyata Anadolu'dan, Anadolu kültürü ve insanının dünyasından bakan Murat Taş, iç savaş ve kavga diline karşı başka bir dil kuruyor. Kendi halinde, kendi yatağında ve güçlü akan...
Akova Alev Alev, bize yoksulluğun, kıstırılmışlığın beslediği düşmanlığın, kardeş kavgasının gündelik hayattaki basit nedenleri üzerinde düşünmemizi salık verir. Oyunu kuranların niyetlerini ve büyük çıkarlarını görmeksizin, tüm yaşananlardan birbirini sorumlu tutan çaresiz insanların karşılıklı kin büyüttükleri bir ortamda, vuranın da düşenin de yoksullukta eşit olduğunu düşünürüz elimizde olmadan. Kürtler ve Karadenizlilerce işletilen iki pide salonunun küçük bir mahallede birbirine rakip olmakla başlayan hikayesi, yarını olmayan yoksulluğun bir kez kan dökülünce insanları alev alev bir cehenneme sürüklemesiyle son bulur. Anadolu denilen ?cennet", kardeş kavgasıyla kendi cehenneminde yanan insanlar için yaşanmaz hale gelir. Murat Taş, olanı tüm gerçekliğiyle aktarırken, satır aralarında ?böyle olmayabilir"i de fısıldar okurun kulağına. ?Böyle olmayabilir, buna mahkum değiliz".
Akova Alev Alev, bugünü anlatan bir metin olması yanında çok eski bir hikayenin evrensel temalarını da içerir. Habil ve Kabil ile başlayan kardeş kavgasının gelebileceği boyutu, ?Daha kötüsü olamaz" dediğimiz her olayda, her ölümde yeniden yaşar ve anlarken, Akova Alev Alev, kalemini gerçeklere batırmaktan çekinmeyen bir yazarın başucu kitaplarından biri olmaya aday...