2013, yakın tarihimize bir kırılma yılı olarak geçecek. Hem siyasi hem ekonomik ve kültürel anlamda2002'de iktidara gelen AKP-Cemaat koalisyonu, 2007 ve 2011 seçimlerinden de oylarını artırarak çıktı. Buna Recep Tayyip Erdoğanın, çıraklık-kalfalık-ustalık dönemi yakıştırmasını yaptılar, pek de beğendiler bu metaforu. Oysa aklıselimle olaylara bakanlar, birçok şeyin pamuk ipliğine bağlı olduğunu, rejimdeki içten içe çürümeyi, kemik erimesine uğramış kofluğu görebiliyorlardı.
Sonun başlangıcı için çok beklemek gerekmedi. Ustanın iktidarı, dış payandalarından dirsek görmeye başladı. 2012 başında kadim ortaklar, AKP ile FG Cemaati kıyasıya bir kavgaya giriştiler. Ekonomi içten içe çöküyordu, bütün mucize savlarına karşın
Ve sokak hareketleniyordu; özellikle her 1 Mayısta , yaklaşmakta olan Gezi ayaklanmasının ayak sesleri duyuluyordu. Otoriter rejim ile hesabı olan her sınıftan , her kimlikten, her renkten muhalif daha çok sokaklara çıkıyordu. Hem de rejimin gazlı,coplu, tazyikli sulu polis vahşetinden yılmadan!
İniş, Mayıs 2013 ile birlikte başladı... Gezi ayaklanması fitili ateşledi. RTEye şanzıman dağıttıran, kimya bozduran bu ayaklanma, sonun başlangıcı için işaret fişeğiydi
Çırpınış, ayak sürüme boşuna, gitme zamanı gelmiştir
Mustafa Sönmez, AKP iktidarındaki bu yarılma sürecini 1970'li yıllardan itibaren ele alırken, yakın dönemi de adım adım mercek altına alıyor. Yazar bu süreci, "Sonun başlangıcı, Dış desteğin çöküşü, Gezi direnişi travması, AKP-Cemaat sürtüşmesi ve Yolsuzluk üzerinden savaş" başlıkları altında incelemiş.
Süreci yakından izlemek isteyenlere...