Kitabımızın konusunu çok sık sorulan bir soru belirlemektedir. Soru şudur: ''Allah niçin kötülüğü engellemiyor?'' Gençler daha çok bu sorunun arkasına takılmış durumdalar. Sorguluyorlar ama çok zor, çok nazik ve çok tehlikeli bir soru olarak soruyorlar. Kimisi inadına soruyor, çünkü onların Allah ile sorunları var. Kimisi de etrafında, toplumda ve dünyada o kadar kötülükler görüyor ki, çözemeyince haklı olarak bu soruyu soruyor.''Allah ise, bu kötülüklere, zulümlere, haksızlıklara, yetimlerin akan gözyaşlarına müsaade etmeyip engellemelidir'' diyor ve soruyor ama çöz&uum
Kitabımızın konusunu çok sık sorulan bir soru belirlemektedir. Soru şudur: ''Allah niçin kötülüğü engellemiyor?'' Gençler daha çok bu sorunun arkasına takılmış durumdalar. Sorguluyorlar ama çok zor, çok nazik ve çok tehlikeli bir soru olarak soruyorlar. Kimisi inadına soruyor, çünkü onların Allah ile sorunları var. Kimisi de etrafında, toplumda ve dünyada o kadar kötülükler görüyor ki, çözemeyince haklı olarak bu soruyu soruyor.''Allah ise, bu kötülüklere, zulümlere, haksızlıklara, yetimlerin akan gözyaşlarına müsaade etmeyip engellemelidir'' diyor ve soruyor ama çözümü yapılmıyor. Çünkü bu konu Kur'an'sız çözülemez. Derin bir Kur'an bilgisi gereklidir.
Onun için bu soru, yani bu konu ortada bırakılamazdı. Bu soru ve konu ortada kala kala Allah tasavvurunu yaralamaya, din anlayışını zedelemeye başladı. Artık gençlik sorguluyor, sorusuna cevap bulamayınca dinden uzaklaşıyor. Deist yani Allah'a inanan ama dine inanmayan hale geliyor veya tamamen Ateist, yani kâfir oluyor.
Öyle görülüyor ki, karşımızda ''hoca ne derse kabuldür'' diyenler oturmamaktadır. Bu minvalde elinizdeki eser ''Kötü-nün kaynağında kim vardır?'',Allah kötüyü engelliyor mu, engellemiyor mu?'',Engelliyorsa, insanlığın bu hali nedir?'' sorularına dini temel kaynağı olan Kuran’a referansla cevaplar verme ve çözüm üretme çabası taşımaktadır.