“Tüm aşk oyunlarının gayesi insan hayatındaki bütün amaçlardan daha önemlidir.”
Alman filozof Arthur Schopenhauer Aşkın Metafiziği’nde yazarların, düşünürlerin, sanatçıların tarih boyunca işleye işleye tüketemediği aşk konusunu kendine has felsefi bir yaklaşımla ele alıyor. Aşk fenomenini edebiyata ve mitolojiye referanslarla, bilimsel analojilerle ve hayattan örneklerle inceliyor.
Aşkın insanlar için neden bu kadar önemli olduğunu, insanların bu konuda neden bu kadar çok yanılsamaya kapıldığını ve acı çektiğini ama aynı zamanda neden en büyük coşkuları ve mu
“Tüm aşk oyunlarının gayesi insan hayatındaki bütün amaçlardan daha önemlidir.”
Alman filozof Arthur Schopenhauer Aşkın Metafiziği’nde yazarların, düşünürlerin, sanatçıların tarih boyunca işleye işleye tüketemediği aşk konusunu kendine has felsefi bir yaklaşımla ele alıyor. Aşk fenomenini edebiyata ve mitolojiye referanslarla, bilimsel analojilerle ve hayattan örneklerle inceliyor.
Aşkın insanlar için neden bu kadar önemli olduğunu, insanların bu konuda neden bu kadar çok yanılsamaya kapıldığını ve acı çektiğini ama aynı zamanda neden en büyük coşkuları ve mutlulukları aşk bağlamında yaşadığını irdeleyerek tutkularla, cinsellikle ve gönül meseleleriyle ilgili güçlü argümanlar öne sürüyor ve beraberinde bu konulardaki varsayımları sorguluyor.
Bu önemli düşünce klasiğini, Levent Bakaç’ın Almanca aslından özenli çevirisiyle ve Prof. Dr. Cengiz Güleç’in aşkın felsefesi ve psikolojisi üzerine sonsöz yazısıyla sunuyoruz.