“… Beni en çok üzen şey nedir bilir misin? Halkımızın zihninde kökleştirilmiş olan her şeyi başta bulunandan bekleme alışkanlığı… İşte bu zihniyetle; herkes büyük bir tevekkül ve rehavet içinde; bütün iyilikleri bir şahıstan, yani şimdi benden bekliyor; fakat nihayet ben de bir insanım birader, kutsi bir kuvvetim yoktur ki…
Münasebet düştükçe daime tekrar ediyorum; bütün dertlerin, bütün ihtiyaçların giderilmesi, her şeyden evvel, pek başka şartlar altında yetişmiş; bilgili, geniş düşünceli, azim feragat ve ihtisas sahibi adam meselesidir, sonra da zaman ve imkân me
“… Beni en çok üzen şey nedir bilir misin? Halkımızın zihninde kökleştirilmiş olan her şeyi başta bulunandan bekleme alışkanlığı… İşte bu zihniyetle; herkes büyük bir tevekkül ve rehavet içinde; bütün iyilikleri bir şahıstan, yani şimdi benden bekliyor; fakat nihayet ben de bir insanım birader, kutsi bir kuvvetim yoktur ki…
Münasebet düştükçe daime tekrar ediyorum; bütün dertlerin, bütün ihtiyaçların giderilmesi, her şeyden evvel, pek başka şartlar altında yetişmiş; bilgili, geniş düşünceli, azim feragat ve ihtisas sahibi adam meselesidir, sonra da zaman ve imkân meselesi…”
(Atatürk, 6 Mart 1930, Antalya)
Prof. Dr. Çetin Yetkin, Atatürk: Ben de Bir İnsanım adlı çalışmasında, yaşanmış olaylardan çıkarak, zaafları, merakları, tutkuları, öfkeleri, dostları ve düşmanları karşısındaki tutumu, insan sevgisi, hayvan sevgisi, nezaketi ve merhametiyle Atatürk’ü anlatıyor.