1839 yılındayız. Çin ve Batı arasındaki afyon gerilimi tırmanırken ufukta artık savaştan başka bir yol görünmüyor. Hind isimli gemi sefer gücüne katılmak üzere Hindistan’dan Çin’e doğru yola çıktığında, bu yolculuğa ölmüş kocasının itibarını ve afyon ticaretindeki kaybını geri kazanmak üzere Çin’e giden Şirîn Moddî; Dîti’nin ağabeyi ve Doğu Hindistan Şirketi sepoyu Kesri Singh ve hırslı genç denizci Zachary Reid de katılıyor. Onlar Çin’e ulaştıktan kısa süre sonra başlayan savaş, Çin topraklarında amansız bir ateş tufanı başlatıyor.
Tarihi gerçeklerle kurguyu başarıyla harmanlayan Amitav Ghosh, üçlemenin son kitabı Ateş Tufanı’nda savaşın acımasızlığıyla savrulan hayatları, aşkı, sadakati, görev bilincini, hırs ve intikam duyguları
1839 yılındayız. Çin ve Batı arasındaki afyon gerilimi tırmanırken ufukta artık savaştan başka bir yol görünmüyor. Hind isimli gemi sefer gücüne katılmak üzere Hindistan’dan Çin’e doğru yola çıktığında, bu yolculuğa ölmüş kocasının itibarını ve afyon ticaretindeki kaybını geri kazanmak üzere Çin’e giden Şirîn Moddî; Dîti’nin ağabeyi ve Doğu Hindistan Şirketi sepoyu Kesri Singh ve hırslı genç denizci Zachary Reid de katılıyor. Onlar Çin’e ulaştıktan kısa süre sonra başlayan savaş, Çin topraklarında amansız bir ateş tufanı başlatıyor.
Tarihi gerçeklerle kurguyu başarıyla harmanlayan Amitav Ghosh, üçlemenin son kitabı Ateş Tufanı’nda savaşın acımasızlığıyla savrulan hayatları, aşkı, sadakati, görev bilincini, hırs ve intikam duygularını etkileyici ve gerçekçi bir anlatımla işleyerek büyüleyici Ibis destanına unutulmaz bir son yazıyor.