Rus şiirinin en güzel lirik destanı ve hazin bir aşka adanmış bir anıt olarak nitelendirilen Bahçesaray Çeşmesi, Puşkin’in gençlik dönemi şiiridir. Şairinin yaygın ve kalıcı şöhretini kazanmasında büyük payı olan bu şiiri meydana getiren saikler de, esasında Puşkin’in geçici gençlik hevesleridir. Şair, 19-20 yaşlarında bulunduğu sırada, kendinden iki yaş küçük olan karşılıksız mâşûkası Sofya Stanislovov Potoçka’dan Tatarlarca kaçırılarak Kırım Hanı’nın hareminde ölen “büyük ninesi” Mariya Potoçka’nın ve “Gözyaşı Çeşmesi”nin hikâyesini dinlemiş, Bahçesaray’ı zorunlu güney seyahati sırasında görmüş, destanı ise yine bu zorunlu seyahati boyunca yoğun olarak okuduğu Byron’un eserlerinin büyüsüne kendini kaptırdığı bir dönemde kaleme almıştır
Rus şiirinin en güzel lirik destanı ve hazin bir aşka adanmış bir anıt olarak nitelendirilen Bahçesaray Çeşmesi, Puşkin’in gençlik dönemi şiiridir. Şairinin yaygın ve kalıcı şöhretini kazanmasında büyük payı olan bu şiiri meydana getiren saikler de, esasında Puşkin’in geçici gençlik hevesleridir. Şair, 19-20 yaşlarında bulunduğu sırada, kendinden iki yaş küçük olan karşılıksız mâşûkası Sofya Stanislovov Potoçka’dan Tatarlarca kaçırılarak Kırım Hanı’nın hareminde ölen “büyük ninesi” Mariya Potoçka’nın ve “Gözyaşı Çeşmesi”nin hikâyesini dinlemiş, Bahçesaray’ı zorunlu güney seyahati sırasında görmüş, destanı ise yine bu zorunlu seyahati boyunca yoğun olarak okuduğu Byron’un eserlerinin büyüsüne kendini kaptırdığı bir dönemde kaleme almıştır. Yayınevimiz, Azad Ağaoğlu’nun Rusça özgün metinden Türkçeye manzum olarak aktardığı Bahçesaray Çeşmesi’ni, 1892 baskısının gravürleriyle neşretmiştir.