Soğuk Savaş sonrası dünya siyasetinde meydana gelen radikal değişimler, devletlerin dış politikalarını yapısal değişikliğe sevk etmiştir. Bu değişim ve dönüşüm süreci sadece sistemik boyutta kalmayıp, devlet ve lider profillerine de yansımıştır. Postkomünist süreç içerisinde Bulgaristan dış politikasında yaşanan değişimleri açıklama amacı güden çalışmamız; kuramsal çerçeve olarak Neoklasik Realizmi kullanmaktadır. Sistemik etkinin tetiklemesi ile güç dengelerinin değiştiği bir ortamda Doğu Avrupa ve Balkanlar’daki komünist rejimler çökerken, meydana gelen bu güç boşluğu
Soğuk Savaş sonrası dünya siyasetinde meydana gelen radikal değişimler, devletlerin dış politikalarını yapısal değişikliğe sevk etmiştir. Bu değişim ve dönüşüm süreci sadece sistemik boyutta kalmayıp, devlet ve lider profillerine de yansımıştır. Postkomünist süreç içerisinde Bulgaristan dış politikasında yaşanan değişimleri açıklama amacı güden çalışmamız; kuramsal çerçeve olarak Neoklasik Realizmi kullanmaktadır. Sistemik etkinin tetiklemesi ile güç dengelerinin değiştiği bir ortamda Doğu Avrupa ve Balkanlar’daki komünist rejimler çökerken, meydana gelen bu güç boşluğu eski Doğu Bloğu ülkelerini yeni dış politika arayışlarına yöneltti. Bu süreç Balkan ülkelerinde Avrupa-Atlantik yapı ile bir yakınlaşma meydana getirdi.90’lı yıllar Balkanlar’da daha çok geçiş dönemi ile anılmaktadır. Soğuk Savaşın bitimi eski bir Sovyet uydusu olan Bulgaristan’da hem iç hem de dış politikada büyük değişikliklere sebep oldu. İç politikada yeni lider profilleri meydana çıkarken, AB ve NATO yanlısı partiler siyasal alana dahil olmuştur. Bu değişim sürecinde Türk ve Müslüman azınlık ise siyasal sistem içerisinde önemli roller üstlenerek AB ve NATO yanlısı politikaları desteklemiştir. Bu süreçte Bulgar Komünist Partisi eskinin temsili politikaları yürütmeye çalışsa da iç ve dış politikada meydana gelen değişimlere direnememiştir. Azınlıkların kurduğu siyasi partiler ve Avrupa ile entegrasyonu savunun yeni siyasi oluşumlar devlet-içi düzeyde değişimin ana dinamiklerinden biri olmuştur. Neoklasik realizm uluslararası sistemin içerisindeki güç değişimlerini dikkate almakla beraber devlet-içi faktörleri de analize dahil etmektedir. Bulgaristan’daki değişimi çok boyutlu olarak ele alma imkânı veren Neoklasik realist teori aynı zamanda liderlere de önemli bir alan açmaktadır. Neoklasik realizm, iç ve dış faktörleri beraber ele alması hasebiyle dış politika analizlerini derinleştirmektedir. Dış politikadaki değişimleri açıklama noktasında neoklasik realizmin iç faktörleri de analize dahil ederek daha sistemik ve kapsamlı bir analiz çerçevesi sunduğu görülmektedir. Bu bağlamda Bulgaristan’daki Türk ve Müslüman azınlığın dış politikaya etkisi de çalışma içerisinde değerlendirilecektir.