Menü
Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol

Bana Öyle Tuhaf Bakma

ISBN : 9786052601617
Stokta Var Stokta Var
155,00 TL
74,40 TL
Öne Çıkan Bilgiler:

“Tuhaf” çoklu, göreceli bir kavram. Yere ve zamana göre değişen, adeta yaşayan bir kelime. İçinde yadırgamayı, önyargıyı, sevgisizliği ve şaşkınlığı taşıyor. Bu yüzden tuhaf sayanın bakışı tuhaf oluyor, tuhaf gözle bakılan tuhaf kaçıyor, belki de tuhaf bakan kişi bir tuhaflık taşıyor...

Tuhaflık nerede başlar, nerede biter? Sınırı var mı? Neye, kime göre tanımlanır tuhaflık? Tuhaf demek, “başka” demek midir? Bu kavram gittikçe ötekileşiyor. Oysa tuhaflık, bir nevi ele avuca sığmazlık, farklılık, belki biraz derinlik ya da istenmeyenden kaçma isteğine dayanan farkındalık…

Fulya Bayraktar, öyküleri yoluyla “Bana Öyle Tuhaf Bakma” derken tuhaflığı, birbirimizi dinlemeye, anlamaya bir yol açmanın döşeme taşı olarak kullanıyor.

Tür : Yerli Edebiyat
Sayfa Sayısı : 96
Cilt Tipi : Ciltsiz
Yayın Tarihi : 2/2019
Boyut : 13.50 x 19.50
Kağıt Tipi : 2. Hamur
ISBN Numarası : 9786052601617
Dil : Türkçe
Daha Fazla Türk Roman
Beğen
24.12.2024 tarihine kadar kargoda

Tükendi

Gelince Haber Ver
Listeye Ekle
Tavsiye Et Tavsiye Et
Yorum Yap Yorum Yap
Fiyat Alarmı Fiyat Alarmı

“Tuhaf” çoklu, göreceli bir kavram. Yere ve zamana göre değişen, adeta yaşayan bir kelime. İçinde yadırgamayı, önyargıyı, sevgisizliği ve şaşkınlığı taşıyor. Bu yüzden tuhaf sayanın bakışı tuhaf oluyor, tuhaf gözle bakılan tuhaf kaçıyor, belki de tuhaf bakan kişi bir tuhaflık taşıyor...

Tuhaflık nerede başlar, nerede biter? Sınırı var mı? Neye, kime göre tanımlanır tuhaflık? Tuhaf demek, “başka” demek midir? Bu kavram gittikçe ötekileşiyor. Oysa tuhaflık, bir nevi ele avuca sığmazlık, farklılık, belki biraz derinlik ya da istenmeyenden kaçma isteğine dayanan farkındalık…

Fulya Bayraktar, öyküleri yoluyla “Bana Öyle Tuhaf Bakma” derken tuhaflığı, birbirimizi dinlemeye, anlamaya bir yol açmanın döşeme taşı olarak kullanıyor. “Tuhafamaneden” de diyor öykülerinde, “ama”ları, “neden”leri kullanmadan farklılıkları, başkalıkları kabullenmenin bir yolu olması gerektiğini de hissettiriyor. Çünkü olağan hayatların içinde sıradan günler yaşayan insanların ufacık fark edişleri, küçücük isyanları, sessiz serzenişleri bile onları “tuhaf” yapmaya yetiyor. Oysa tuhaf da insan coğrafyasında bir ülke. Öykülerde, tuhaf görünmekten çekinen, çekinmeyip olabilecekleri göze alan, bozkırın sıkıcı yaşamına sığamayan insanlarına dokunuyoruz.

Fulya Bayraktar, gri bir kentin bürokratik, soğuk ve boğuk atmosferinde, istemedikleri bir yaşam süren, çoğu kez de bunun farkında olan insanları anlatıyor. Her biri bize tanıdık gelen kahramanlarına, “Bana Öyle Tuhaf Bakma”yın dedirtiyor. O anda biz tuhaf gözlerle bakıyoruz onlara… Çünkü yazar bize ricasını tersinden sunuyor.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.