“Yaraizli’ye baktım. Yüzündeki ifade beni de korkuttu, sonumuz geldi der gibi bakıyordu. Sonra kuzeyden bir kadırga daha belirdi. Bu kadırganın kime ait olduğunu bilemedik. Çanaklıktaki gözcünün aşağı güverteye rapor ettiği şey kara kadırgayı, forsunu da çıkaramadığıyla ilgiliydi. Önümüzden gelenleri ve kuzeyden gelen kara kadırgayı da hesaba katarsak eğer artık kaçacak yerimiz kalmamış oluyordu.”
Edebiyatta değer inatla, ısrarla kuşanır. Kendi yaptığına, yazına inançla. Edebiyat anlatılar evrenine bir davetse eğer Çalık bu daveti en gönülden cevaplayanlardan biri oldu
“Yaraizli’ye baktım. Yüzündeki ifade beni de korkuttu, sonumuz geldi der gibi bakıyordu. Sonra kuzeyden bir kadırga daha belirdi. Bu kadırganın kime ait olduğunu bilemedik. Çanaklıktaki gözcünün aşağı güverteye rapor ettiği şey kara kadırgayı, forsunu da çıkaramadığıyla ilgiliydi. Önümüzden gelenleri ve kuzeyden gelen kara kadırgayı da hesaba katarsak eğer artık kaçacak yerimiz kalmamış oluyordu.”
Edebiyatta değer inatla, ısrarla kuşanır. Kendi yaptığına, yazına inançla. Edebiyat anlatılar evrenine bir davetse eğer Çalık bu daveti en gönülden cevaplayanlardan biri oldu. Çalık şimdi korsanlar hakkında yazan bir yazar olarak karşımıza çıkmakta. Denizler hakkında yazıyor çünkü o denizler kadar bağımsız biridir aslında.