Her insanın, vizyonunda ve idealinde olan herhangi bir şeyde başarı ipini göğüslemek gibi bir hayali vardır. İnsan bu hayalinin gerçekleşmesi için elinden gelenin en iyisini yapar ve gerisini kaderin takdirine bırakırsa başarıya ulaşmak kaçınılmaz olur. Peki, gerçek başarı nedir? Başarı, maddi ve manevi mutluluğa erişmektir. Bu da gönül rahatlığına, daha doğrusu huzura kavuşmakla gerçekleşebilmektedir. Gönül rahatlığı ve huzurun ölçüm merkezi ise her insanın vicdanıdır. Bir insan, vicdanının sesini dinlediğinde olumlu sinyaller alıyorsa mutlu, olumsuz sinyaller alıyorsa mutsuzdur.
Vicdandan olumlu sinyaller gelmesi, insanın toplum içindeki konum
Her insanın, vizyonunda ve idealinde olan herhangi bir şeyde başarı ipini göğüslemek gibi bir hayali vardır. İnsan bu hayalinin gerçekleşmesi için elinden gelenin en iyisini yapar ve gerisini kaderin takdirine bırakırsa başarıya ulaşmak kaçınılmaz olur. Peki, gerçek başarı nedir? Başarı, maddi ve manevi mutluluğa erişmektir. Bu da gönül rahatlığına, daha doğrusu huzura kavuşmakla gerçekleşebilmektedir. Gönül rahatlığı ve huzurun ölçüm merkezi ise her insanın vicdanıdır. Bir insan, vicdanının sesini dinlediğinde olumlu sinyaller alıyorsa mutlu, olumsuz sinyaller alıyorsa mutsuzdur.
Vicdandan olumlu sinyaller gelmesi, insanın toplum içindeki konumuna, rolüne, hizmetlerine, faydalı eserler üretmesine, etrafına pozitif enerji yaymasına, kazandığını kendi hakkıyla kazanmasına bağlıdır. Bu bağlamda Ralph Waldo Emerson isimli yazar “başarı”nın kriterlerini şu şekilde tasvir etmiştir:
"Başarı; sık sık gülmek ve çok sevmektedir, akıllı insanların saygısını ve çocukların sevgisini kazanmaktır, dürüst eleştirmenlerin onayını almak, sahte dostların arkadan vurmalarına dayanmaktır. Güzeli ssevmektedir, herkesteki en iyiyi bulmaktır, karşılık beklemeyi hiç düşünmeden kendiliğinden vermektir. Geride ister sağlıklı bir çocuk ister kurtarılmış bir ruh ister bir parça yeşil bahçe ister iyileştirilen bir sosyal durum bırakarak dünyanın iyileşmesine katkıda bulunmaktır. Tek bir kişi bile olsa birinin sizin varlığınızdan ötürü daha rahat nefes aldığını bilmektir.
İnsan, vizyonundaki başarıya ulaştığında narsist olmamalıdır. Yani “Ben, sadece kendi bileğimin gücüyle ve sadece kendi irademle başardım.” dememelidir. Başarıyı elde eden kişi, bu başarıdaki manevi dinamikleri, yani Allah'ın yardımını da bilmelidir. “Evet, ben gayret ettim, çalıştım ve başarıya ulaştım. Bu başarıya ulaşırken Allah'ın yardımıyla ulaştım. O'nun yardımı olmasaydı bu başarıyı elde edemezdim." diye düşünmelidir insan; böyle düşünen insan gerçek başarıyı elde etmiş mütevekkil insandır.