Sanat ve başkaldırı ancak son insanla birlikte ölecektir.
İsyan kavramının ve devrimin iki yüz yıllık tarihini tutan Başkaldıran İnsan, aynı zamanda insan doğasını, düşünce akımlarını, onların toplumu ne şekilde etkilediğini; soyut ve somuta, var olana ve olmayana karşı niçin başkaldırmak gerektiğini merceğe alıyor. Bunu yaparken Fransız Devrimi'ni, önderlerini ve cinayetlerini, devrimden tiranlığa evrilen süreci de inceleyerek başkaldırıyla devrimi karşılaştırıyor, “başkaldırma” düşüncesini felsefi ve pratik sonuçları bakımından çözümleyerek bu iki sonucun birbirlerini nasıl etkilediklerini gösteriyor.
Camus’nün Sisifos Söyleni’nde ortaya koyduğu absürd kavramına yanıt niteliğindeki bu eşsiz metin, 20. yüzyılın e
Sanat ve başkaldırı ancak son insanla birlikte ölecektir.
İsyan kavramının ve devrimin iki yüz yıllık tarihini tutan Başkaldıran İnsan, aynı zamanda insan doğasını, düşünce akımlarını, onların toplumu ne şekilde etkilediğini; soyut ve somuta, var olana ve olmayana karşı niçin başkaldırmak gerektiğini merceğe alıyor. Bunu yaparken Fransız Devrimi'ni, önderlerini ve cinayetlerini, devrimden tiranlığa evrilen süreci de inceleyerek başkaldırıyla devrimi karşılaştırıyor, “başkaldırma” düşüncesini felsefi ve pratik sonuçları bakımından çözümleyerek bu iki sonucun birbirlerini nasıl etkilediklerini gösteriyor.
Camus’nün Sisifos Söyleni’nde ortaya koyduğu absürd kavramına yanıt niteliğindeki bu eşsiz metin, 20. yüzyılın en önemli çağdaş felsefe eserlerinden biri.
“Hümanist bir manifesto.”
The Times