“İsim Bayan Unguentine’dir. Bu isimle doğan ben değildim, oydu. Büyük kablonun okyanus tabanına döşendiği günlerde telefonda evlendik, hava bu denli kötüleşmeden çok önceydi; o zaman yapılacak şey, gerçekten yapılacak şey buydu. Bizi bir başrahip, birden çok aboneye hizmet veren ortak bir telefon hattında karı koca ilan etti; en azından telefon hattını, elektrotları ya da bu tür şeyleri kutsadı. Ve tüm isimlerimi, kızlık soyadımı, ön adımı, göbek adımı elimden alarak beni Bayan Unguentine yaptı.”
Stanley Crawford’ın 1972’de yayımlanan ve çağdaş dünya edebiyatının saklı hazinelerinden Bayan Unguentine’nin Seyir Defteri, işte bu çarpıcı bölümle açılıyor.
Yıllarca denizlerden denizlere sürüklenen, botanik bahçesine dönüştürülmüş
“İsim Bayan Unguentine’dir. Bu isimle doğan ben değildim, oydu. Büyük kablonun okyanus tabanına döşendiği günlerde telefonda evlendik, hava bu denli kötüleşmeden çok önceydi; o zaman yapılacak şey, gerçekten yapılacak şey buydu. Bizi bir başrahip, birden çok aboneye hizmet veren ortak bir telefon hattında karı koca ilan etti; en azından telefon hattını, elektrotları ya da bu tür şeyleri kutsadı. Ve tüm isimlerimi, kızlık soyadımı, ön adımı, göbek adımı elimden alarak beni Bayan Unguentine yaptı.”
Stanley Crawford’ın 1972’de yayımlanan ve çağdaş dünya edebiyatının saklı hazinelerinden Bayan Unguentine’nin Seyir Defteri, işte bu çarpıcı bölümle açılıyor.
Yıllarca denizlerden denizlere sürüklenen, botanik bahçesine dönüştürülmüş bir mavnadır Bayan Unguentine. Sahipleri Bay ve Bayan Unguentine, görenleri hayrete düşüren yüzergezer bir dünya inşa etmişlerdir. Su üstündeki bu hareketli dünyada yaşadıkları, yaşamın ve kadın-erkek ilişkilerinin bir izdüşümü olmasının yanı sıra düşsel bir çılgınlığın öyküsüdür.
Muazzam bir hayal gücünün şiirsel bir dille ve kederli bir romantizmle birleştiği, âdeta yoktan var edilen, anlatı sanatının uçsuz bucaksız olanaklarını gösteren Bayan Unguentine’nin Seyir Defteri, Suat Kemal Angı’nın çevirisiyle…