Geçmiş iyileşirse gelecek de iyileşir...
“Dedesi koruk yer torununun dişi kamaşır” diye bir atasözü vardır. Anne babaların hatırlamadığı sırlar bile, çocukları hasta eder. Hepimiz bir zaman tünelinde seyahat ediyoruz, üstelik dededen toruna hiçbir şey kaybolmuyor bu tünelde.
Zaman su gibi akıp geçiyor, yıllar yılları kovalıyor sanıyoruz ama çoğu hiç geçmiyor ve içindeki anılarla yerinde öylece duruyor. Hatırlamadıkların bile hem seni hem çocuğunu hasta etmeye devam ediyor.
Geçmiş iyileşirse gelecek de iyileşir...
“Dedesi koruk yer torununun dişi kamaşır” diye bir atasözü vardır. Anne babaların hatırlamadığı sırlar bile, çocukları hasta eder. Hepimiz bir zaman tünelinde seyahat ediyoruz, üstelik dededen toruna hiçbir şey kaybolmuyor bu tünelde.
Zaman su gibi akıp geçiyor, yıllar yılları kovalıyor sanıyoruz ama çoğu hiç geçmiyor ve içindeki anılarla yerinde öylece duruyor. Hatırlamadıkların bile hem seni hem çocuğunu hasta etmeye devam ediyor.
Oysa hepsini iyileştirmek mümkün...
Geçmişin karanlık tüneline girmeye cesaret edersen, hem çocuğunun fiziksel hastalıklarını hem de kendi çocukluğunu ve hastalıklarını iyileştirebilirsin. Sen çocukluğuna bir adım attığında çocukluğun da sana on adım atacaktır, çünkü sırlar her zaman ortaya çıkmak ister. Senin “hastalık” sandığın deneyim, aslında çocukluğunun anlaşılmamış bir mesajıdır. Bu kitap geçmişle yüzleşmek için değil anlamak ve iyileştirmek için yazıldı.