“Ben bir kediyim. Bazılarınız, ‘Nasıl olur da sıradan bir kedi, sahibinin düşüncelerini böyle derinlemesine analiz edebilir?’ diyorsunuzdur. Bu tür şeyler bir kedi için çocuk oyuncağıdır. İşitme hassasiyetimin ve karmaşık şeyleri düşünebilme yeteneğimin yanı sıra insanların düşüncelerini de okuyabilirim.
Bu meziyetleri nasıl edindiğimi sormayın.”
Yalnızca çevresindeki insanları değil adını veya hiç tanışmadığı insanların yanı sıra mahalledeki diğer kedilerle de dalga geçen bir kedi ve onun deyimiyle: “Yöntemleri kimseyi alakadar etmez.”
Japon edebiyatının en özgün
“Ben bir kediyim. Bazılarınız, ‘Nasıl olur da sıradan bir kedi, sahibinin düşüncelerini böyle derinlemesine analiz edebilir?’ diyorsunuzdur. Bu tür şeyler bir kedi için çocuk oyuncağıdır. İşitme hassasiyetimin ve karmaşık şeyleri düşünebilme yeteneğimin yanı sıra insanların düşüncelerini de okuyabilirim.
Bu meziyetleri nasıl edindiğimi sormayın.”
Yalnızca çevresindeki insanları değil adını veya hiç tanışmadığı insanların yanı sıra mahalledeki diğer kedilerle de dalga geçen bir kedi ve onun deyimiyle: “Yöntemleri kimseyi alakadar etmez.”
Japon edebiyatının en özgün ve en unutulmaz eserlerinden biri olan Ben Bir Kediyim, tüm zamanını insan
doğasını gözlemlemek için etrafta gezinerek geçiren bir kedinin dünyasına girmemizi sağlıyor.
Bir kez bile fare yakalamayan ama kendine kedi diyen bir kediden dinleyeceğiniz bu öykü, Natsume
Sōseki’nin kinayeli ve eleştirel anlatımı sayesinde kendinizden ve çevrenizden tanıdık ipuçları sunuyor.