Ben İstanbul! İki kıtada yer alan şehir.
Boğazın Sultanı İstanbul!
Yüz yıllar boyu sanatçılara bitmez tükenmez esin kaynağı oldum. Şairler dizelerinde, besteciler ezgilerinde, ressamlar tablolarında yücelttiler beni. Güzelliğimle yalnızca gözlere değil, kulaklara da hitap ettim ben.
Evet, İstanbul'um ben. Yedi Cihanın gönlünde taht kuran İstanbul.
Kuruluş tarihimi tarihçiler efsanelerle karışmış bir göç öyküsüyle anlatırlar. Bu anlatımlara göre kuruluşum günümüzden yaklaşık iki bin yedi yüz yıl öncesine değin uzanıyor. Ama aslında zamanın çok daha derinliklerine gider benim insanlık tarihinde boy gösterişim. Örneğin tarihçiler beş bin yıl önce bu topraklarda yaşam vardı diyerek başlangıcıma sınır koyarlarken; bir de bakıyorsunuz ki doğumum bir kazma vuruşuyla binlerce yıl daha öncesine gidivermiş. Yenikapı semtimde yapılan kazılar günümüzden sekiz bin beş yüz yıl öncesinde de benim bağrımda yaşam olduğunu ortaya çıkarmadı mı? Çalışmalar sürdükçe bu tarihler daha da eskilere uzanacak. Bundan eminim.