Kendisini “sosyalist-anarşist-feminist” olarak tanımlayan ödüllü yazar Marge Piercy, Benim Hayatım, Benim Bedenim adını verdiği kitabında denemelerini, şiirlerini, anılarını, söyleşilerini, inişlerini çıkışlarını okurları için bir araya getiriyor. İşçi sınıfına ait bir feminist olarak kendisinin gelişim hikâyesini, TV kültürünün artılarını eksilerini, bir yazarın hayatındaki ego danslarını, evsizleri ve ev kadınlarını, Allen Ginsberg’i ve Marilyn Monroe’yu, feminist ütopyaları, kurmacanın neden fizik olmadığını ve elbette ki şöhreti, seksi, parayı –tam olarak bu sırayla olmasa da– tartışıyor. Kişisel olduğu kadar politik olan bu çalışmayla Piercy, okurlarını feminist ve politik aktivizmin derin kuyularına götürüyor, susuz getirmiyor.
Kendisini “sosyalist-anarşist-feminist” olarak tanımlayan ödüllü yazar Marge Piercy, Benim Hayatım, Benim Bedenim adını verdiği kitabında denemelerini, şiirlerini, anılarını, söyleşilerini, inişlerini çıkışlarını okurları için bir araya getiriyor. İşçi sınıfına ait bir feminist olarak kendisinin gelişim hikâyesini, TV kültürünün artılarını eksilerini, bir yazarın hayatındaki ego danslarını, evsizleri ve ev kadınlarını, Allen Ginsberg’i ve Marilyn Monroe’yu, feminist ütopyaları, kurmacanın neden fizik olmadığını ve elbette ki şöhreti, seksi, parayı –tam olarak bu sırayla olmasa da– tartışıyor. Kişisel olduğu kadar politik olan bu çalışmayla Piercy, okurlarını feminist ve politik aktivizmin derin kuyularına götürüyor, susuz getirmiyor.
“Marge Piercy çağımızın politik romancılarından biri. Daha da fazlası: O vicdanın ta kendisi.”
Marilyn French
“Piercy’nin kalemi her zamanki gibi tutkulu, kolay anlaşılır, aydınlatıcı ve dikkat dolu bir canlılıkta.”
Publishers Weekly