Kur’ân-ı Kerîm’de “Allah, Âdem’e bütün isimleri öğretti.” buyurulduğu üzere Hz. Âdem’de bütün isimler vardır ama onları tanıyıp Allah’taki gibi tecelli ettirmek için bir tekâmül sürecinden geçmek gerekir. Bu tekâmül Âdem ile, yani ilimle başlar ve o ilim tek tek her peygamberde bir isimde bütün hakikatiyle aşikâr olur. Hz. Muhammed’de (s.a.s) ise bütün isimler ortaya çıkar ve Hz. Peygamber bu isimleri sadece idrak etmekle kalmaz, yaşamaya başlar. Bizler de kendimizdeki ilmi idrak edip yaşamak, yani Âdemî hakîkatt
Kur’ân-ı Kerîm’de “Allah, Âdem’e bütün isimleri öğretti.” buyurulduğu üzere Hz. Âdem’de bütün isimler vardır ama onları tanıyıp Allah’taki gibi tecelli ettirmek için bir tekâmül sürecinden geçmek gerekir. Bu tekâmül Âdem ile, yani ilimle başlar ve o ilim tek tek her peygamberde bir isimde bütün hakikatiyle aşikâr olur. Hz. Muhammed’de (s.a.s) ise bütün isimler ortaya çıkar ve Hz. Peygamber bu isimleri sadece idrak etmekle kalmaz, yaşamaya başlar. Bizler de kendimizdeki ilmi idrak edip yaşamak, yani Âdemî hakîkatten Muhammedî hakîkate doğru kendi ismimiz ölçüsünde tekâmül için bu âleme geliyoruz.
İşte bütün bu hakîkatin tecellisi “Bismillâhirrahmânirrahîm” kelimesinde gizlidir. Bu kitapta, kâmil insanların yorumuyla, dünyanın arşı olan “besmele” açıklanmaktadır.