Hava kararmaya başlayınca yerimden kalktım, dergâha doğru yürümeye başladım. Pierre Loti Tepesi’ni çıkarken sanki bütün dünyanın yükünü omuzlarımda taşıyormuş da cılız omuzlarım artık yeter diye feryat ediyormuş gibiydi. Düşsem şimdi şu kaldırımın üstüne, yolun kenarındaki mezarlardan birine gömseler beni yıkamadan, duamı vermeden...
Ölümü istemek günah mı? Hepimiz aynı sonu beklemiyor muyuz? Ben biraz erken davransam hata mı etmiş olurum? Beynimin içinde dolaşan bu sorular beni karamsarlık denizinde boğuyordu. Kafamı kaldırdım, göğe baktım, “Ya Hak! Çok şey mi istiyorum?”
Hava kararmaya başlayınca yerimden kalktım, dergâha doğru yürümeye başladım. Pierre Loti Tepesi’ni çıkarken sanki bütün dünyanın yükünü omuzlarımda taşıyormuş da cılız omuzlarım artık yeter diye feryat ediyormuş gibiydi. Düşsem şimdi şu kaldırımın üstüne, yolun kenarındaki mezarlardan birine gömseler beni yıkamadan, duamı vermeden...
Ölümü istemek günah mı? Hepimiz aynı sonu beklemiyor muyuz? Ben biraz erken davransam hata mı etmiş olurum? Beynimin içinde dolaşan bu sorular beni karamsarlık denizinde boğuyordu. Kafamı kaldırdım, göğe baktım, “Ya Hak! Çok şey mi istiyorum?”