Ünlü iklim araştırmacısı (ve SUV lastiklerini söndüren ve kömür madenlerindeki sabotajları gerçekleştiren aktivistlerden biri olan) Andreas Malm, karşı karşıya kaldığımız ekolojik çöküş sürecinde, iklim hareketinin kullandığı yöntemlerin daha da keskinleşmesi için ateşli bir çağrı yapıyor.
Diktatörleri alaşağı eden halk devrimlerinden, apartheid karşıtı harekete ve kadınların oy hakkı için süfrajetlerin sabotajlarıyla gerçekleşen kitlesel değişimin nasıl gerçekleştiğine değin bir karşı tarih anlatımı da sunan Malm, mülkiyet yıkımının ve hayatlara zarar vermeden gerçekleştirilecek bir şiddet biçiminin stratejik olarak kabul edilmesinin devrimci değişim için tek yol olduğunu savunuyor.
Almanya ormanlarından Londra s
Ünlü iklim araştırmacısı (ve SUV lastiklerini söndüren ve kömür madenlerindeki sabotajları gerçekleştiren aktivistlerden biri olan) Andreas Malm, karşı karşıya kaldığımız ekolojik çöküş sürecinde, iklim hareketinin kullandığı yöntemlerin daha da keskinleşmesi için ateşli bir çağrı yapıyor.
Diktatörleri alaşağı eden halk devrimlerinden, apartheid karşıtı harekete ve kadınların oy hakkı için süfrajetlerin sabotajlarıyla gerçekleşen kitlesel değişimin nasıl gerçekleştiğine değin bir karşı tarih anlatımı da sunan Malm, mülkiyet yıkımının ve hayatlara zarar vermeden gerçekleştirilecek bir şiddet biçiminin stratejik olarak kabul edilmesinin devrimci değişim için tek yol olduğunu savunuyor.
Almanya ormanlarından Londra sokaklarına, İran’dan Irak çöllerine kadar yaşanan farklı eylem döngülerini kendine özgü bir anlatımla sunan Malm, pasifizm ve şiddet, demokrasi ve sosyal değişim, strateji ve taktikler ve son olarak da iklim hareketinin siyasi tavrı ve etik anlayışı üzerine hem yüreklerimize hitap ediyor hem de zihinlerimizi kurcalayan çarpıcı bir tartışma sunuyor: Sivil direniş mi, yoksa sabotaj mı? Alevler içinde bir dünyada nasıl mücadele etmeliyiz?