Türk edebiyatının büyük ustası Oktay Akbal, “Bir de Simit Ağacı Olaydı”da yine benzersiz anlatımıyla kitaplardan, yazarlardan, şairlerden, yaşamdan, anılardan,
yaşanmışlıkların bıraktığı izlerden yola çıkıyor; kendini de katarak, kimi zaman deneme kimi zaman öykü tadındaki yazılarıyla okurunun yüreğinde sevgi dolu izler bırakıyor...
“Bir gün kaçacağız bir yerlere. Bir kıyıya, bir dağ başına, bir ıssızlığa... Kentler yoruyor kişiyi, bitiriyor, tüketiyor. Ne demişti koca Victor Hugo, ‘Kalabalıklardan uzakta - Kentlerden uzakta - Beni bulun, beni bulun’ Bir gün ben de böyle söyleyecek miyim? Ama o gün kendimi yenik düşmüş biri saymayacak mıyım?”
Türk edebiyatının büyük ustası Oktay Akbal, “Bir de Simit Ağacı Olaydı”da yine benzersiz anlatımıyla kitaplardan, yazarlardan, şairlerden, yaşamdan, anılardan,
yaşanmışlıkların bıraktığı izlerden yola çıkıyor; kendini de katarak, kimi zaman deneme kimi zaman öykü tadındaki yazılarıyla okurunun yüreğinde sevgi dolu izler bırakıyor...
“Bir gün kaçacağız bir yerlere. Bir kıyıya, bir dağ başına, bir ıssızlığa... Kentler yoruyor kişiyi, bitiriyor, tüketiyor. Ne demişti koca Victor Hugo, ‘Kalabalıklardan uzakta - Kentlerden uzakta - Beni bulun, beni bulun’ Bir gün ben de böyle söyleyecek miyim? Ama o gün kendimi yenik düşmüş biri saymayacak mıyım?”