Ankara deyince çoğunlukla aklımıza devlet bürokrasisinin
asık yüzü gelir. Ankara’yı bilmeyenler için haberlerde
izlenenler öncelik taşır, ağırlanan yabancı devlet adamları,
yapılan basın toplantıları, meclis görüşmeleri…
Oysa Ankara, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana
Türkiye aydınlanmasının da başkentidir. İlk zamanlarından
başlayarak yeni kurulan bir devletin benimsediği yeni
yaşam biçiminin de temsilidir. Bu nedenle İstanbul’un
imparatorluk tozuna bulanmış ışıltısından farklı bir kültürel
vahadır. Lokantaları, mekânları ve aydınlarıyla, özellikle
de yetmişl
Ankara deyince çoğunlukla aklımıza devlet bürokrasisinin
asık yüzü gelir. Ankara’yı bilmeyenler için haberlerde
izlenenler öncelik taşır, ağırlanan yabancı devlet adamları,
yapılan basın toplantıları, meclis görüşmeleri…
Oysa Ankara, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana
Türkiye aydınlanmasının da başkentidir. İlk zamanlarından
başlayarak yeni kurulan bir devletin benimsediği yeni
yaşam biçiminin de temsilidir. Bu nedenle İstanbul’un
imparatorluk tozuna bulanmış ışıltısından farklı bir kültürel
vahadır. Lokantaları, mekânları ve aydınlarıyla, özellikle
de yetmişli yıllarda Türkiye’nin geleceğe dönük
yüzünü taşır.
Ankara’da doğup büyümüş, aydın kimliklerini ana
babalarından devralmış iki aydın, Eren Aysan ile Zeynep
Altıok Akatlı, çocukluklarından beri tanığı oldukları bu
Ankara’yı anlatıyorlar bize. Okudukları, dinledikleri ve
yaşadıklarıyla… Onlara adlarını dizinde de bulabileceğiniz
binden fazla kişi eşlik ediyor.