Selim İleri, Bir Gölge Gibi Silineceksin’de kıyıda köşede kalmış, geçmiş zaman okumalarındaki çiziktirmelerini gün yüzüne çıkarıyor. Üzüntüler, yüzleşmeler, kırılganlıklar, hesaplaşmalar. Anımsayışlar…
Artık tamamen ve sadece metni ve yazarın büyüsünü esas alan saptamalar var bu cümlelerde.
Selim İleri, kendi yapbozunu yapıp yine kendisi bozuyor; böylelikle hem kendi belleğine hem de edebiyata bir meydan okuma denemesine girişiyor. Bir Gölge Gibi Silineceksin, yüzyıllık birikime onurlandırma merasimi…
Buradaki, bu kitaptaki çiziktirmeleri handi
Selim İleri, Bir Gölge Gibi Silineceksin’de kıyıda köşede kalmış, geçmiş zaman okumalarındaki çiziktirmelerini gün yüzüne çıkarıyor. Üzüntüler, yüzleşmeler, kırılganlıklar, hesaplaşmalar. Anımsayışlar…
Artık tamamen ve sadece metni ve yazarın büyüsünü esas alan saptamalar var bu cümlelerde.
Selim İleri, kendi yapbozunu yapıp yine kendisi bozuyor; böylelikle hem kendi belleğine hem de edebiyata bir meydan okuma denemesine girişiyor. Bir Gölge Gibi Silineceksin, yüzyıllık birikime onurlandırma merasimi…
Buradaki, bu kitaptaki çiziktirmeleri handiyse gelişigüzel sıraladım, karşıma çıktıkları gibi. En eskisi herhalde bir otuz-otuz beş yıl önceden kalmış olmalı. Bazılarını ne zaman yazdığımı iyi kötü hatırlıyorum. Bazıları birtakım metinlerin ön çiziktirmeleri. Yarım kalmış taslaklar. Yarım kalmış tasarılar. Birçok yazıklanış... Bazıları, bütün bütün aklımdan çıkmış. Çiziktirmelerin en yenisi, bir dostun ölümünden sonra yazdıklarım, bu yıl. Kitaba alırken kimi çiziktirmeleri elden geçirdim; kimilerine hiç dokunmadım. Elediklerim, yok ettiklerim oldu. Defterlerde, dosyalarda, kitap aralarında kalmış başka çiziktirmeler kim bilir?