Yüzümdeki gülümseme görülmediği için karanlığa minnettar olurken, “Beni bu karanlıkta nasıl buldun?” diye sordum. Tesadüfen falan olduğunu söylerse rezil olacağım bir saniye sonra aklıma geldi. Ama neyse ki Ayaz öyle demedi. “Parlıyorsun.” dedi yumuşacık, benden başka kimsenin duyamayacağı kadar alçak bir sesle. “Işığına çekildim.”
Kırık bir kalple Ankara’dan ailemin yanına dönerken tek istediğim biraz sükûnetti. Kalbimin kırık parçalarını bir araya toplamaktan fazlasında gözüm yoktu fakat çaldığım bir kapı karşıma hiç ummadığım birini çıkardı. Hikâyem bitti zanned
Yüzümdeki gülümseme görülmediği için karanlığa minnettar olurken, “Beni bu karanlıkta nasıl buldun?” diye sordum. Tesadüfen falan olduğunu söylerse rezil olacağım bir saniye sonra aklıma geldi. Ama neyse ki Ayaz öyle demedi. “Parlıyorsun.” dedi yumuşacık, benden başka kimsenin duyamayacağı kadar alçak bir sesle. “Işığına çekildim.”
Kırık bir kalple Ankara’dan ailemin yanına dönerken tek istediğim biraz sükûnetti. Kalbimin kırık parçalarını bir araya toplamaktan fazlasında gözüm yoktu fakat çaldığım bir kapı karşıma hiç ummadığım birini çıkardı. Hikâyem bitti zannederken gözlerinde yıldızları misafir eden bir adamla karşılaştım. Bana daha önce hiç kimseden duymadığım bir masal anlattı. İkimizin masalını. Gökyüzünde bir hilal. Karşımda Kız Kulesi. Ilık, sakin ve eşsiz bir İstanbul gecesi.
Ben Zeynep Arıkan. Bir İstanbul gecesinde benden bile habersiz başlayan hikâyeme hoş geldiniz.
Ayraç ve Defter Hediyeli.