Yine bir Yourcenar. Bu kez uzun bir öykü. Anlatı dediklerinden. Yani kısa bir roman. Ölesiye çarpıcı ama. Kuzeyde bir yerdeyiz, Baltık Denizinin oralarda, Latviada. Böyle başlar hatıralarını anlatmaya İtalyadan bir ses, Erichin sesi. Ekim devrimi gerçekleşmiş, Kızıl Ordu ilerlemekte, karşı devrim de yandaşlarını örgütlemekte: Beyaz Ordu. Silah arkadaşlığı, erkekler arası dostluk, ifade edilmez tutkulara da yol açar; bu erkek dünyası bir de köhne bir soylulukla birleştiğinde, gurur, camdan çiçeklere döner, en ufak bir ima bile kırar geçirir onları. Erich, kimbilir, Sophieyi belki sevebilirdi diye düşünüyorum, Sophienin abisi olmasa. Hatta belki de, sevmişti. Ama şairin dediği gibi, herkes sevdiğini öldürür.