Daha çok şeye sahip olmak yerine, arkadaşlığın ve neşe içinde birarada eğlenmenin değerini keşfederken başladığı noktaya geri dönen yepyeni bir masal. Çocukların da bizzat denemek isteyeceği türde capcanlı, kırkyama tarzı resimlerle süslenmiş bu hikâye, onlara “sahip olmanın” anlamı üzerinde düşünme fırsatı sunuyor. Peki ama mutluluğu bir şişeye tıkmak, onun içinde taşımak mümkün mü?
Pim ve Tiddle’ın yolculuğuna eşlik eder ve söyledikleri şarkıya kulak verirseniz öğreneceksiniz! “Zıpla ve dans et, mutlu olacaksın elbet! Olduğun yerde sallan, kıvır popoyu... Haydi çırp ellerini, ver tempoyu!”
Daha çok şeye sahip olmak yerine, arkadaşlığın ve neşe içinde birarada eğlenmenin değerini keşfederken başladığı noktaya geri dönen yepyeni bir masal. Çocukların da bizzat denemek isteyeceği türde capcanlı, kırkyama tarzı resimlerle süslenmiş bu hikâye, onlara “sahip olmanın” anlamı üzerinde düşünme fırsatı sunuyor. Peki ama mutluluğu bir şişeye tıkmak, onun içinde taşımak mümkün mü?
Pim ve Tiddle’ın yolculuğuna eşlik eder ve söyledikleri şarkıya kulak verirseniz öğreneceksiniz! “Zıpla ve dans et, mutlu olacaksın elbet! Olduğun yerde sallan, kıvır popoyu... Haydi çırp ellerini, ver tempoyu!”