“Doğuyoruz, büyüdükçe yalnız olduğumuzu fark ediyoruz.
Bazımız bu yalnızlığı seviyor. “Aman bana dokunmayın, ben
böyle iyiyim. Kim uğraşacak şimdi?” diyor. Kimimiz yalnızlığını
giderecek o kişiyi arıyor. Bulduğunu sanıyor. Kendini bırakıyor. Kıçının üstüne oturuyor. Bazımız uğraşıyor, savaşıyor, tartışıyor, ısrar ediyor ve bir şekilde olduruyor. Öyle masallardan, romantik aforizmalardan bahsetmiyorum. Elmanın iki yarısı, ruh eşi, kozmik partneri, hayatının aşkı falan demiyorum. “Olduruyor,” diyorum. Öyle kolay iş değil. Onlarca yanlış insan, yüzlerce hata, binlerce kavga, kan, ter ve gözyaşı... Yok aba
“Doğuyoruz, büyüdükçe yalnız olduğumuzu fark ediyoruz.
Bazımız bu yalnızlığı seviyor. “Aman bana dokunmayın, ben
böyle iyiyim. Kim uğraşacak şimdi?” diyor. Kimimiz yalnızlığını
giderecek o kişiyi arıyor. Bulduğunu sanıyor. Kendini bırakıyor. Kıçının üstüne oturuyor. Bazımız uğraşıyor, savaşıyor, tartışıyor, ısrar ediyor ve bir şekilde olduruyor. Öyle masallardan, romantik aforizmalardan bahsetmiyorum. Elmanın iki yarısı, ruh eşi, kozmik partneri, hayatının aşkı falan demiyorum. “Olduruyor,” diyorum. Öyle kolay iş değil. Onlarca yanlış insan, yüzlerce hata, binlerce kavga, kan, ter ve gözyaşı... Yok abartıyorum korkma ama merak ediyorsan doğru kişiyi nasıl seçtiğimiz, sevgili olmanın, eş olmanın ve bittiği yerde ayrılabilmenin süreçleri kitabın içinde. Yaşandı, denendi, araştırıldı, okundu, senin için derlendi. Sana lazım olmasa bile elbet bir arkadaşına lazım olur. Neticede bu işler ince işler.”
Özgür Uysal, Biz Hiç Kavga Etmeyiz’de romantik ilişkileri,
evliliği, ayrılığı yaşarken “1,5 kilogramlık sözde patron”
beynimizin bize oynadığı oyunları keyifli bir dille ele alıyor.
Bilimsel araştırmalar, mitolojik hikâyeler ve sosyolojik fenomenlerden hareketle aslında hayatta kalmaya çalışan ilkel
beynimizin bizi sürüklediği çıkmazları keşfedecek, sayfaları
merakla çevirirken kendinizi gülmekten alamayacaksınız.