Cadılar, Ebeler ve Hemşireler, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ikinci dalga feminizm hareketi içinden çıkan bir belgedir.1970'lerin başında feministler, sağlık sisteminin kadınları çeşitli şekillerde suistimal ettiğini veya onlara adaletsizce davrandığını fark etmeye başladılar. Sağlık alanında çalışan kadınların rolleri, büyük oranda hemşirelik ve yardımcı hemşirelik gibi alt rollerle sınırlandırılıyordu. Kadınların her zaman, her şart altında kendi bedenleri ve sağlıklarıyla ilgili bu derece güçsüzleştirilmiş olamayacağından şüphelenmeye başladık. Kadınların bilgisizliği ve güçsüzleştirilmesi meselesinin eskiden beri süregelen bir durum
Cadılar, Ebeler ve Hemşireler, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ikinci dalga feminizm hareketi içinden çıkan bir belgedir.1970'lerin başında feministler, sağlık sisteminin kadınları çeşitli şekillerde suistimal ettiğini veya onlara adaletsizce davrandığını fark etmeye başladılar. Sağlık alanında çalışan kadınların rolleri, büyük oranda hemşirelik ve yardımcı hemşirelik gibi alt rollerle sınırlandırılıyordu. Kadınların her zaman, her şart altında kendi bedenleri ve sağlıklarıyla ilgili bu derece güçsüzleştirilmiş olamayacağından şüphelenmeye başladık. Kadınların bilgisizliği ve güçsüzleştirilmesi meselesinin eskiden beri süregelen bir durum olmadığını, aksine bilimsel tıbbın ortaya çıkmasından hemen önce, 19. yüzyıl başlarında Amerika'da cereyan eden uzatmalı bir iktidar mücadelesinin sonucu olduğunu öğrendik. Avrupa'da erken modern döneme kadar giden benzer bir iktidar mücadelesinin belirtilerine rastladık ve bu dönemin alaylı kadın şifacılarının nasıl sıklıkla "cadılar" olarak hedef gösterildiğini anladık. Tarihsel olarak kadınların şifacılık rollerinden dışlanmasını meşrulaştıracak hiçbir tutarlı gerekçe yoktur. Cadılar, pragmatik, empirist ve edepsiz oldukları gerekçesiyle saldırıya uğradı. Ama 19. yüzyılda retorik tersine döndü: Kadınlar son derece bilim dışı, hassas ve duygusal oluverdiler. Stereotipler, erkeklerin işine gelecek şekilde değişir, biz değil. Bizim "doğuştan gelen kadınsı doğamız" da bugünkü itaatkârlığımızı haklı çıkaracak hiçbir şey bulunmuyor.