Masadaki yazı makinasının etrafında duran renkli kâğıtlara ilişiyor gözüm. Ses çıkarmadan masaya uzanıyorum, kâğıtların üzerinde kısa kısa anlamsız cümleler: “Armut, kapanıyor, korkak.”, “Sessiz, yıka, çarkıfelek.”,“Ol, gece, git.”
Çağanozlar İndiğinde, Deniz Karanfil’in Salyangozlar Sandalyeler Bulutlar’dan sonraki ikinci öykü kitabı. Karanfil’in öyküleri kendine özgü bir çizgide ilerliyor. Zamanı, olağanla olağandışını, iç dünyayla kargaşayı karşılaştırıyor. Bu kitabın, öykücülüğümüze son derece özgün bir katkıda bulunacağını düşünüyoruz.
Masadaki yazı makinasının etrafında duran renkli kâğıtlara ilişiyor gözüm. Ses çıkarmadan masaya uzanıyorum, kâğıtların üzerinde kısa kısa anlamsız cümleler: “Armut, kapanıyor, korkak.”, “Sessiz, yıka, çarkıfelek.”,“Ol, gece, git.”
Çağanozlar İndiğinde, Deniz Karanfil’in Salyangozlar Sandalyeler Bulutlar’dan sonraki ikinci öykü kitabı. Karanfil’in öyküleri kendine özgü bir çizgide ilerliyor. Zamanı, olağanla olağandışını, iç dünyayla kargaşayı karşılaştırıyor. Bu kitabın, öykücülüğümüze son derece özgün bir katkıda bulunacağını düşünüyoruz.