Nevrotik insan daima acı çeken insandır.
Freud sonrası psikanalizin önemli isimlerinden olan Karen Horney kuram içinde kalarak yaptığı eleştirilerle psikanalize özgün katkılarda bulunmuştur. Freud’un biyolojik, içgüdü temelli yaklaşımına karşın hem kendi klinik tecrübeleri hem de sosyal bilimlerdeki gelişmelerden yararlanarak farklı bir bakış açısı ortaya koymuş, insan gelişiminde kültür ve çevrenin etkin rolünü vurgulamıştır.
Çağımızın Nevrotik Kişiliği, Horney’in nevrozların temel yapısını ve nevrotik kişiliği geleneksel psikanaliz yaklaşımlarının ötesine geçerek, k
Nevrotik insan daima acı çeken insandır.
Freud sonrası psikanalizin önemli isimlerinden olan Karen Horney kuram içinde kalarak yaptığı eleştirilerle psikanalize özgün katkılarda bulunmuştur. Freud’un biyolojik, içgüdü temelli yaklaşımına karşın hem kendi klinik tecrübeleri hem de sosyal bilimlerdeki gelişmelerden yararlanarak farklı bir bakış açısı ortaya koymuş, insan gelişiminde kültür ve çevrenin etkin rolünü vurgulamıştır.
Çağımızın Nevrotik Kişiliği, Horney’in nevrozların temel yapısını ve nevrotik kişiliği geleneksel psikanaliz yaklaşımlarının ötesine geçerek, kültür ve çevre bağlamında derinlemesine incelediği, psikanalitik terapinin sınırlarını genişleten bir başyapıttır. Bu eserde, nevrotik kişiliğin temellerini geniş bir pencereden bakarak ele alır; şefkat ve onaylanma ihtiyacı, duygusal yakınlık arayışı, çelişkili ruhsal yapı, güç ve prestij arzusu, bitmeyen kaygılar, rekabet gibi konuları irdeler. İnsanların içsel çatışmalarını anlamalarına ve bu çatışmalarla başa çıkmalarına yönelik derinlemesine analizleri, okuyucuya hem entelektüel hem de pratik bir perspektif sunar. Psikoloji meraklılarından, akademisyenlere kadar geniş bir okuyucu kitlesine hitap eden bu eser, nevrotik kişilikleri daha iyi anlamanızı sağlayacak ve insanın içsel dinamiklerini kavramanızda size yol gösterecektir.