Geçirdiği ölümcül kazadan sonra eşim beş gün komada kaldı. Beni hissediyor muydu? Beni hissettiğine inanmak istiyor, gelecekle ilgili hayallerimizi anlatarak, onu içinde kaybolduğu sağır karanlıktan çekip almaya çalışıyordum. Günlerce sevdiği şiirleri okudum ona. Kırk yıllık birlikteliğimizi ve mücadelemizi anlatan "Kendi Türkünü Söyle" adlı son kitabımdan pasajlar okudum. Beni duyduğuna inanarak yapıyordum bunu.
Yüreğim ikiye bölünmüştü; bir yanı yüreğimin hüzünlenir, çaresizlik içinde çırpınırken, diğer yanı sürekli "güçlü olmak zorundasın" diyordu. "Çünkü
Geçirdiği ölümcül kazadan sonra eşim beş gün komada kaldı. Beni hissediyor muydu? Beni hissettiğine inanmak istiyor, gelecekle ilgili hayallerimizi anlatarak, onu içinde kaybolduğu sağır karanlıktan çekip almaya çalışıyordum. Günlerce sevdiği şiirleri okudum ona. Kırk yıllık birlikteliğimizi ve mücadelemizi anlatan "Kendi Türkünü Söyle" adlı son kitabımdan pasajlar okudum. Beni duyduğuna inanarak yapıyordum bunu.
Yüreğim ikiye bölünmüştü; bir yanı yüreğimin hüzünlenir, çaresizlik içinde çırpınırken, diğer yanı sürekli "güçlü olmak zorundasın" diyordu. "Çünkü şu günlerde hayatının en çetin mücadelesini vermektesin. Kendini bırakman ona ihanet olur. Ona güç vermek için güçlü olmak zorundasın. Umut vermek için umutlu olmak zorundasın. Buna mecbursun. Başka seçeneğin yok. Bunu başardığında, bu senin hayattaki en büyük başarın olacak. Bunu başarmak zorundasın, başka seçeneğin yok, anlıyor musun?"
Vehbi Bardakçı