Girişinde hâlâ “Zabit Yurdu” tabelası olan askeri mahfilde akşam yemeği yedik. Burası savaş meydanındaki kahraman subayların fırsat buldukça gelip dinlendikleri bir yerdi muhakkak. Bir akıllı çıkıp tabelayı söküp “orduevi” tabelası asabilir. Buralarda tere batmış, kanını akıtmış o mübarek askerlerimizi –içimden– anıyorum. Onlar barışta da burada tıngırtılı tangolar dinleyerek zafer bayramlarını kutlamış, bayram şölenlerine katılmışlardı. Karşı duvarda bir grup fotoğrafı var. O anki gülümseyişleriyle dondurulmuş meçhul çehreler… Bayanlar Afyon’un ilk kadın öğretmen ve yönetici
Girişinde hâlâ “Zabit Yurdu” tabelası olan askeri mahfilde akşam yemeği yedik. Burası savaş meydanındaki kahraman subayların fırsat buldukça gelip dinlendikleri bir yerdi muhakkak. Bir akıllı çıkıp tabelayı söküp “orduevi” tabelası asabilir. Buralarda tere batmış, kanını akıtmış o mübarek askerlerimizi –içimden– anıyorum. Onlar barışta da burada tıngırtılı tangolar dinleyerek zafer bayramlarını kutlamış, bayram şölenlerine katılmışlardı. Karşı duvarda bir grup fotoğrafı var. O anki gülümseyişleriyle dondurulmuş meçhul çehreler… Bayanlar Afyon’un ilk kadın öğretmen ve yöneticileri imiş. Sâkin, saygın müdür, tarihten adlar sayıyor: Mihriban, Mutahhare, Kadriye hanımlar. Gâzi ile dans etmişler. Şimdi böyle manzaralar düşünemeyiz. Mâzi hem çok yakın hem bir daha ulaşılamayacak kadar uzak!