Totalitarizmin kendini yeniden üretmesi, yalnızca baskıcı güçlerin zora dayalı yöntemleriyle değil, bireylserin de sınırlı bir özgürlüğe razı olmasıyla gerçekleşir. Yaratıcılığını zorlayarak özgürlüğünü zenginleştirmek çabasına girmeyen birey, var olanla yaşamayı seçer. Bu noktada düzen, bireyin onayıyla ayakta kalıyordur artık. "Seçme özgürlüğü" düzenin sunduğu çeşitlilik oranında vardır: Ya şu ya da bu" dur. Gündüz Vassaf ise, böylesi bir bir seçme özgürlüğü"nün tutsaklaştırıcı yanlarına dikkat çekerek "ya hep ya da hiç"i önerir... Ve totalitarizmi ayakta tutan kimi kavramların ne denli kof olduğunu gösterir. Gündüze karşı geceden, cennete karşı cehennemden, konuşmaya karşı sessizlikten, akla karşı delilikten, anlaşmaya karşı anlaşmazlıktan yana olur. Kahramanlığa karşı çıkar, "hain"leri savunur...