Elinizdeki kitapta yer alan çalışmalar tarihsel perspektifi ihmal etmeden son dönem Çerkes sosyolojisini, kültürünü, politikalarını ve gelecek yönelimlerini konu ediniyor. Kitabın kaygısının yakın gelecek olmasının nedeni, bölgemizdeki ve dünyadaki bütün ezilen sınıfların, halkların, etnik grupla-rın, dışlanan sosyal kesimlerin ve mültecilerin kaygılarının da aynı olmasıdır.
Kitapta yer alan yazılar zaman zaman tarihe ve Çerkeslerin kült persona non grata’sı Çerkes Ethem’e göndermeler yaparak Çerkeslerin toplumsal tarih içerisinde edindikleri ama pek de tekin olmayan, ikircikli pozisyonlarına ve bu pozisyonun “dışarıdan” nasıl göründüğüne eğiliyor; Çerkeslerin, kendilerine ve dışarıya nasıl baktıklarına ilişkin değerlendirmelerini
Elinizdeki kitapta yer alan çalışmalar tarihsel perspektifi ihmal etmeden son dönem Çerkes sosyolojisini, kültürünü, politikalarını ve gelecek yönelimlerini konu ediniyor. Kitabın kaygısının yakın gelecek olmasının nedeni, bölgemizdeki ve dünyadaki bütün ezilen sınıfların, halkların, etnik grupla-rın, dışlanan sosyal kesimlerin ve mültecilerin kaygılarının da aynı olmasıdır.
Kitapta yer alan yazılar zaman zaman tarihe ve Çerkeslerin kült persona non grata’sı Çerkes Ethem’e göndermeler yaparak Çerkeslerin toplumsal tarih içerisinde edindikleri ama pek de tekin olmayan, ikircikli pozisyonlarına ve bu pozisyonun “dışarıdan” nasıl göründüğüne eğiliyor; Çerkeslerin, kendilerine ve dışarıya nasıl baktıklarına ilişkin değerlendirmelerini ve tanıklıklarını paylaşıyor. Çerkeslerin 1864’ten bu yana siyasi faaliyetleri, örgütlenmeleri ve mücadeleleri kitabın odak noktaları arasında. Çerkes milliyetçiliğinin ve “Çerkes kadını” imajının gölgesindeki kadın sorunu ise toplumsal cinsiyet ilminin verimini kitaba taşıyor. Diasporada asimilasyon ve gençlerin gelecek öngörülerini tartışan söyleşiler kitaba zenginlik katan öğelerden biri. Kitap ayrıca, Çerkeslerin Osmanlı döneminden günümüze kadar diasporadan anayurda dönüş girişimlerini özetliyor, dönüş fikrinin gelişimini izliyor ve bir siyasal pratik olarak dönüşün anlamı üzerinde duruyor. Abhazya Cumhuriyeti’nin dönüş ve kabul politikalarını ve dönüşün hukuki prosedürü üzerine ayrıntılı bir sunuyu da içeren kitap, Türkiye ve Rusya’nın Abhazya ve Güney Osetya politikalarının karşılaştırmalı analizine yer veriyor. Çerkes diasporasının Türkiye’nin Kuzey Kafkasya politikalarına katkısının neler olabileceğini, ayrıca emperyal güçlerin bölgedeki ağırlıkları ve politik tasarruflarını mercek altına alıyor.
Temennimiz, bu kitaptaki makaleler vesilesiyle açılacak bir tartışmanın Türkiye’deki demokrasi tartışmalarına ve Çerkes diasporasının bütününe taşınmasıdır.