Bu hikaye, belki de hiç karşılaşmadığın, adını duymadığın, kurallarını anlamlandıramadığın bir ülkede geçiyor.
Tuhaf bir ülke burası…
Herkesin dümdüz çoraplar giydiği, renkleri ötelediği, herkesin hep aynı şeyleri söylediği bu yerde; düşlerini, okuduğu masallarla, renklerle, desenlerle besleyip büyüten biri var. Kabuklara değil öze inanan, herkesin bir rengi olduğunu keşfeden biri.
Şimdi düşününce… belki de o sensindir. Belki de bu ülke, sana çok da uzak olmayan bir ülkedir.
Merve Gülcemal’den, farklılığa, ötekileştirmeye, kalıplaşmış yargılara dair iyi bir hikaye. Hassas bir çocuk özelinde işlenen metin, toplumsal ayrıştırıcılığa yöneltilen duru ve farkındalıklı bir bakış.
Bu hikaye, belki de hiç karşılaşmadığın, adını duymadığın, kurallarını anlamlandıramadığın bir ülkede geçiyor.
Tuhaf bir ülke burası…
Herkesin dümdüz çoraplar giydiği, renkleri ötelediği, herkesin hep aynı şeyleri söylediği bu yerde; düşlerini, okuduğu masallarla, renklerle, desenlerle besleyip büyüten biri var. Kabuklara değil öze inanan, herkesin bir rengi olduğunu keşfeden biri.
Şimdi düşününce… belki de o sensindir. Belki de bu ülke, sana çok da uzak olmayan bir ülkedir.
Merve Gülcemal’den, farklılığa, ötekileştirmeye, kalıplaşmış yargılara dair iyi bir hikaye. Hassas bir çocuk özelinde işlenen metin, toplumsal ayrıştırıcılığa yöneltilen duru ve farkındalıklı bir bakış.