Benzer örüntüler ve bazı motifler, halk anlatılarında sürekli yinelense de bu metinlerin her biri içinde doğduğu kültürel ortamın ona kattıklarıyla biriciktir. Böylelikle bu anlatılar, yerelleştiği ölçüde evrenselleşir ve insanlığın kültürel zenginliğine yeni bir boyut kazandırır; hayata bakışımıza yeni ufuklar açar, hayallerimizi çoğullaştırır.
Çoban ve Su Perisi'nin aşkı da, yaşadığımız coğrafyanın ürettiği, ta ki Gılgamış'tan, Homeros'tan, Dede Korkut'tan süzülüp de Anadolu'nun topraklarına uzanan; çobanların kavalından, türkülerinden bebeklerin ninnisine karışan zengin Yörük kültürünün bir çeşnisidir. Bu sevi masalı, Yörük kültürünün temsilcilerinin doğayla kurduğu köklü bağın bir ürünü olduğu gibi, zorbaca dayatılan bir düzen karşısında aşkın ve sevginin bir dirence dönüştüğü soylu tavrın da bir örneğidir. Bu tavra ortak olmanız dileğiyle bu masalı sizlerle paylaşıyoruz...