İslam düşünce ekolleri olan mezhepler, dinî düşüncenin pek çok sebebe bağlı olarak farklı düşünce çerçevelerine dönüşmüş halleridir. Söz konusu çerçeveler sabit ve statik bir yapıda değil olabildiğince hareketli bir süreç takip etmektedirler. İslam düşüncesinin hicri IV-VI. asırlarda bu hareketliliğin oldukça canlı yaşandığı dönemlerdir. Mezhepler arası olumlu ya da olumsuz ilişkilerin kurulduğu, etkileşimin hayli hızlı gerçekleştiği bu zaman dilimi pek çok mezhep açısından ilgi uyandıran, dikkat çeken bir dönemdir. Nîşâbur’un, Merv’in, Herât’ın ve Belh’in içinde yer aldığı Horasan coğrafyası bu mezheplere ev sahipliği yapan İslam düşüncesinin en önde gelen havzalarından birisidir. Bu çalışma Ehl-i Sünnet’in iki ana kolundan birisi olan
İslam düşünce ekolleri olan mezhepler, dinî düşüncenin pek çok sebebe bağlı olarak farklı düşünce çerçevelerine dönüşmüş halleridir. Söz konusu çerçeveler sabit ve statik bir yapıda değil olabildiğince hareketli bir süreç takip etmektedirler. İslam düşüncesinin hicri IV-VI. asırlarda bu hareketliliğin oldukça canlı yaşandığı dönemlerdir. Mezhepler arası olumlu ya da olumsuz ilişkilerin kurulduğu, etkileşimin hayli hızlı gerçekleştiği bu zaman dilimi pek çok mezhep açısından ilgi uyandıran, dikkat çeken bir dönemdir. Nîşâbur’un, Merv’in, Herât’ın ve Belh’in içinde yer aldığı Horasan coğrafyası bu mezheplere ev sahipliği yapan İslam düşüncesinin en önde gelen havzalarından birisidir. Bu çalışma Ehl-i Sünnet’in iki ana kolundan birisi olan Eş‘arîliğin Horasan coğrafyasındaki varlığını ve seyrüseferini araştırmaktadır.