Kadim Kırgız efsanesine göre Ebedi Gelin, yüzyıllardır sarp dağların ondan aldığı eşine seslenir. Belki de sevdiğini elinden alan dağlar değil, kalpleri saf kötülükle mühürlenmiş insanlardır. Ebedi Gelin’in arayışı, adanmışlığı ve kaybettiklerinin ardından yaktığı ağıtlar; bugünün masumlarının yazgılarını da anlatır.
Hayalleri ve vahşi kapitalizm arasında bir kıskaçta çırpınan Arsen Samançin, avını yakalarken yarınını kaybeden Jaabars, gösteri dünyasının ışıltıları arasında yitip giden Aydana, şefkatiyle sağaltan Eles ve kuşkusuz para hırsıyla ihtiraslarının karanlığına esir düşmüş insanlar...
Hepsinin yolu bir mağarada kesişir.
Kadim Kırgız efsanesine göre Ebedi Gelin, yüzyıllardır sarp dağların ondan aldığı eşine seslenir. Belki de sevdiğini elinden alan dağlar değil, kalpleri saf kötülükle mühürlenmiş insanlardır. Ebedi Gelin’in arayışı, adanmışlığı ve kaybettiklerinin ardından yaktığı ağıtlar; bugünün masumlarının yazgılarını da anlatır.
Hayalleri ve vahşi kapitalizm arasında bir kıskaçta çırpınan Arsen Samançin, avını yakalarken yarınını kaybeden Jaabars, gösteri dünyasının ışıltıları arasında yitip giden Aydana, şefkatiyle sağaltan Eles ve kuşkusuz para hırsıyla ihtiraslarının karanlığına esir düşmüş insanlar...
Hepsinin yolu bir mağarada kesişir.
Kırgız ve Dünya edebiyatının büyük ismi Cengiz Aytmatov, son romanı Dağlar Yıkıldığında’da insanı içten içe tüketen popüler kültür ve piyasa ekonomisinin toplumda açtığı derin yaraları, evrensel bir dille gözler önüne seriyor.