Yılmaz Akbaş, “Değişim Gerekliyse Korkma” adlı deneme kitabında,
“Belki de insanoğlu çözülmesi gereken bir “şey” değildi de insan hep çözmeye çalıştığından dolayı bir türlü çözemiyordu,” diyor.
Ve insanın belki de hiç çözemeyeceği bir duygu olan “aşk”tan bahsediyor.
“Ya aşka düştüğümde üzülürsem?” diye korkarak soran satır aralarındaki okurun iç sesine ise,
“Üzen aşk değil, üzen eskilere takılmak.
Takılıp kaldığın noktada değişim gerekliyse, korkma” diye usulca fısıldıyor.
Birbirinden ayrı başlıklardaki yazılarında aşkı, âşık olanı ve âşık olunanı anlatırken bir yandan okura en iyi sırdaşının kim olduğunu sorgulatıyor?
Bu sırdaşımızın gerektiğinde sert çıkışlar yaptığını ama gerektiğinde de bize ha
Yılmaz Akbaş, “Değişim Gerekliyse Korkma” adlı deneme kitabında,
“Belki de insanoğlu çözülmesi gereken bir “şey” değildi de insan hep çözmeye çalıştığından dolayı bir türlü çözemiyordu,” diyor.
Ve insanın belki de hiç çözemeyeceği bir duygu olan “aşk”tan bahsediyor.
“Ya aşka düştüğümde üzülürsem?” diye korkarak soran satır aralarındaki okurun iç sesine ise,
“Üzen aşk değil, üzen eskilere takılmak.
Takılıp kaldığın noktada değişim gerekliyse, korkma” diye usulca fısıldıyor.
Birbirinden ayrı başlıklardaki yazılarında aşkı, âşık olanı ve âşık olunanı anlatırken bir yandan okura en iyi sırdaşının kim olduğunu sorgulatıyor?
Bu sırdaşımızın gerektiğinde sert çıkışlar yaptığını ama gerektiğinde de bize hak ettiğimiz değeri gösterdiğine dair ipucu verirken, okura “Bunu bize kim yapar ki?” diye düşündürüyor.
“Onunla ancak aynadakiyle sohbet etme cesaretini gösterebilenler tanışabilecek ve hayatları tamamen değişecek” diye de ekliyor.
“Teşekkürler beni terk ettiğin için. Aksi hâlde, hayatı senden ibaret sanacaktım!”