“Kitapta, insanoğlunu ötekileştiren süreçlerin sonucunda ortaya çıkan ve “farklılık/aykırılık yaratan haller” olarak tanımladığım delilik, melankoli ve cinlenme gibi, dönem dönem patolojik vaka (hastalık) olarak da görülen durumların, Avrupa tarihinde izlediği seyri farklı bir cepheden ele almaya çalıştım. Bunu yaparken de, yaklaşık 2500 yıldır insan bedeni üzerinden yürütülen hastalık-sağlık söyleminin tartışılmasına uyum/düzen-uyumsuzluk/kaos karşıtlığından hareketle yaklaşmayı denedim. Diğer yandan, insanoğlunun yaşamının herhangi bir döneminde, farklı nedenlerle dışlanma, ötekileştirme, damgalanma
“Kitapta, insanoğlunu ötekileştiren süreçlerin sonucunda ortaya çıkan ve “farklılık/aykırılık yaratan haller” olarak tanımladığım delilik, melankoli ve cinlenme gibi, dönem dönem patolojik vaka (hastalık) olarak da görülen durumların, Avrupa tarihinde izlediği seyri farklı bir cepheden ele almaya çalıştım. Bunu yaparken de, yaklaşık 2500 yıldır insan bedeni üzerinden yürütülen hastalık-sağlık söyleminin tartışılmasına uyum/düzen-uyumsuzluk/kaos karşıtlığından hareketle yaklaşmayı denedim. Diğer yandan, insanoğlunun yaşamının herhangi bir döneminde, farklı nedenlerle dışlanma, ötekileştirme, damgalanma süreçlerinden muhatabı olabileceğini deneyimlerimizden biliyoruz. Bu nedenle hangi sıfatla dışlanmaktan çok, hangi nedenlerle damgalanmış olmanın önemli olduğuna ve araştırılması gerektiğine inanıyorum. Nihayet, zihniyetler tarihi ile tıp tarihinin ortak paydasında şekillenen bu çalışma alanının, en azından ülkemizdeki tarihçiler için, maalesef, hâlâ terra incognita olma özelliğini koruduğunu söyleyebilirim. Umarım bu kitap, keşfedilmemiş topraklara yelken açmak isteyen genç araştırmacıları yüreklendirir.”
–Haydar Akın