Kurallarla çevrilmiş bir dünyada, o hayal kurdu.
Duvardan çok, düş gördü.
Kadın olduğu için susturulmak istendi.
Sınıfsız bir toplum istediği için sınır dışı edildi.
Ama Emma Goldman hep devam etti - yazmaya, konuşmaya, düşünmeye.
Bir kurşundan kaçmadı.
Ama bir fikre dokunulmadan geçmedi.
Devleti bir zorunluluk değil, bir yanılsama olarak gördü.
Aşkı, mülkiyetsizliği, özgürlüğü ve dansı aynı cümlede kurdu.
Çünkü inanıyordu:
Hayal gücü, zincirleri değil; kapıları a&
Kurallarla çevrilmiş bir dünyada, o hayal kurdu.
Duvardan çok, düş gördü.
Kadın olduğu için susturulmak istendi.
Sınıfsız bir toplum istediği için sınır dışı edildi.
Ama Emma Goldman hep devam etti - yazmaya, konuşmaya, düşünmeye.
Bir kurşundan kaçmadı.
Ama bir fikre dokunulmadan geçmedi.
Devleti bir zorunluluk değil, bir yanılsama olarak gördü.
Aşkı, mülkiyetsizliği, özgürlüğü ve dansı aynı cümlede kurdu.
Çünkü inanıyordu:
Hayal gücü, zincirleri değil; kapıları açar.
Emma'nın hikâyesi, sadece bir kadının değil,
düşünmeye cesaret eden herkesin hikâyesidir.
İnsanları yöneten yasaların ötesinde,
bir başka evren mümkün diyenlerin sesidir.
Bugün ne kadar kuralsızsan, o kadar Goldmansın.
Ne kadar soru soruyorsan, o kadar hayattasın.
Ve eğer hayal gücün, yasalardan büyükse-özgürsün.