Tasavvuf ferdi hikmetle baslar ve bir özgürlük isidir.
Tasavvuf bir tür iç deneyimdir ancak onun irfaniyetle, akılla ilgili bir yanı da vardır. Tasavvufta bilgi yalnızca mantıksal çıkarsamaya dayanmaz, aynı zamanda sezgiye, keşfe dayanır. Kendi kaynağından hareketle kendini, insanı, doğayı, evreni anlamlandırmanın yoludur.
Tasavvuf kendini tanımlarken, doğrudan doğruya insana, insan gönlüne hitap eder ve merkeze de insanı alır. Tasavvufta hedef İnsan-ı Kâmil’dir. İnsan, Hakk’a kavuştuğu zaman, İnsan-ı Kâmil olur. İnsan-ı Kâmil her insanın kendi kemalini aramasının yolunu anlatır ve aslında bir mec
Tasavvuf ferdi hikmetle baslar ve bir özgürlük isidir.
Tasavvuf bir tür iç deneyimdir ancak onun irfaniyetle, akılla ilgili bir yanı da vardır. Tasavvufta bilgi yalnızca mantıksal çıkarsamaya dayanmaz, aynı zamanda sezgiye, keşfe dayanır. Kendi kaynağından hareketle kendini, insanı, doğayı, evreni anlamlandırmanın yoludur.
Tasavvuf kendini tanımlarken, doğrudan doğruya insana, insan gönlüne hitap eder ve merkeze de insanı alır. Tasavvufta hedef İnsan-ı Kâmil’dir. İnsan, Hakk’a kavuştuğu zaman, İnsan-ı Kâmil olur. İnsan-ı Kâmil her insanın kendi kemalini aramasının yolunu anlatır ve aslında bir mecmu-u kâinat olan insanın kendi sırrıdır. Herkes bu yolu seyr-i sülûkunda kendisi yürümelidir.
İnsanın kendi öz nefsinde beşeriyetten uluhiyete doğru yaptığı bu yolculuk, İnsan-ı Kâmil kavramının sınırları içerisinde gerçekleşir.
Hakikatin üç harf, beş nokta olduğu söylenir. Ayn-Sin-Kaf üç harftir, Kaf ’ın iki noktası vardır, beş noktayla Aşk olur.