Çağımızda bilgi birikimi, geometrik bir diziyle artmaktadır. Bilimsel gelişmeleri izlemekten, üretmek aşamasına geçme çabasındaki her ulus, kendi bilim dilini, kavram üretirken anlaşılır biçimde, kendi dilinin köklerinden, yaratmak zorundadır. Yoksa, gelişimin öznesi olamaz, ona yalnızca seyirci kalır. Bu anlamda, Carl Wagner’e göre, “bilim insanı, dil yaratıcılığı rolünü de üstlenmek durumundadır” ve yine, “yeni kavram ve sözcüklerin oluşumu, halk dilinin kullanılmasıyla başarılabilir”. Bu bağlamda bir bilim insanı, dilbilim ve anlambilim konularında derinlik kazanmalıdır. Elinizdeki kitapta Carl Wagne
Çağımızda bilgi birikimi, geometrik bir diziyle artmaktadır. Bilimsel gelişmeleri izlemekten, üretmek aşamasına geçme çabasındaki her ulus, kendi bilim dilini, kavram üretirken anlaşılır biçimde, kendi dilinin köklerinden, yaratmak zorundadır. Yoksa, gelişimin öznesi olamaz, ona yalnızca seyirci kalır. Bu anlamda, Carl Wagner’e göre, “bilim insanı, dil yaratıcılığı rolünü de üstlenmek durumundadır” ve yine, “yeni kavram ve sözcüklerin oluşumu, halk dilinin kullanılmasıyla başarılabilir”. Bu bağlamda bir bilim insanı, dilbilim ve anlambilim konularında derinlik kazanmalıdır. Elinizdeki kitapta Carl Wagner, kendi bilimsel deneyimlerinden kimilerini, yetişmekte olan bilim insanlarının yararına sunmaktadır. Her bölümün sonunda verilen kaynaklar, bölümde ele alınan konulara ilişkin önde gelen yapıtları sunarken, bilim felsefesi ile ilgilenenler için ufuk açıcı ileri okumaların kapısını aralıyor.